Serlin Baloğlu, Fransuva Baloğlu'nun kızı. Şu anda 21 yaşında. Üç aydır diyet yapıyor. 100 kilodan 85'e düştü. Diyete devam ediyor. Üniversite birinci sınıf öğrencisi. Gıda Mühendisliği'nde okuyor. Üç yıl üst üste, üniversite sınavını kazanmak için uğraşmış. Verdiği büyük çaba nedeniyle, üç yıl boyunca sürekli kilo almış. Sınav stresi nedeniyle çok fazla yemek yemiş. Ders çalışırken yaptığı atıştırmaların hepsi, ona kilo olarak geri dönmüş. Babasından yadigar yeme alışkanlıkları da, bu duruma eşlik etmiş. Birkaç kez, ailesinden kendisine gelen, 'Kızım artık yediğine-içtiğine dikkat et' çağrılarına uyup kilo vermeyi denemiş ama maalesef bu konuda başarılı olamamış.
BİR GÜN BİLE SÜRMEZDİ!
Serlin Baloğlu o zamanlardaki halini, "Pazartesi sabahları diyet yapmaya karar verirdim. Öğlenleri ise sabah başladığım diyetleri bozardım" diye anlatıyor. O dönemde hamur işine ve tatlıya asla 'hayır' diyemediğini dile getiriyor. Önce kendi başına diyetisyene gitmiş ama yine zayıflayamamış. Sonra babası diyete başlamış ve ailede bir diyet rüzgarı esmiş. O da, bu rüzgara kapılmış. Ancak doktorun karşısına geçip, "Ben otlamak istemiyordum" demeyi de ihmal etmemiş. Doktor, ona sevdiği yemeklere göre bir diyet listesi hazırlamış. Serlin; tavuk, balık, sebze, meyve ağırlıklı bir diyet uygulamış. Doktoru ona, arada bir sandviç yeme hakkını da tanıyınca; çok mutlu olmuş.
HAYAT TATSIZ AMA HAFİF!
Bu arada çikolata ve tatlıyı hayatından çıkarmış. Çok canı çektiğinde, küçük bir kaşık ev yapımı reçel yemiş. Hamur işi ile vedalaşmış. Genç kız bu durumdan "Artık hayatım tatsız, tutsuz ama eskisinden çok daha hafif" diyerek bahsediyor. Serlin, bazı geceler kriz halinde buzdolabına gittiğini ve ne bulursa yemek istediğini ancak buzdolabının kapısını açınca; su içip, eline bir salatalık almakla yetindiğini söylüyor. Spora da başlayan genç kız, bol bol mekik çekiyor ve yürüyor. Şimdiden 2 beden incelen Serlin, "Bir dönem 50'li bedenlere kadar çıkmıştım. O haldeki fotoğraflarımı görmek bile istemiyorum" diyor.