Balyoz Davası'nda, Türkiye tarihinin belki de en önemli yargı kararlarından biri alındı. Ancak Gözde Kansu tartışması, Balyoz'u bile gölgede bıraktı.
Sadece Balyoz mu? Demokratikleşme Paketi, Andımız, özel okullarda Kürtçe eğitim vs. bir sürü hayati konu varken, Gözde Kansu'yu konuşuyoruz.
O kadar çok yaygara koparttılar ki, dünya basını bile Kansu'ya odaklandı.
Normalde magazin sayfalarında yer alması gereken bir polemik; siyasi gündemle harmanlanıp memleket meselesine dönüştürüldü.
Halbuki büyük bir prodüksiyon olmasına rağmen 'Veliaht'ın reytingleri düşük gelmiş, sosyal medyada bile Kansu'nun sunuculuk performansı başarılı bulunmamıştı. ATV yönetimi ile yapımcı firma da yeni bir sunucuyla şansını denemek istedi. Olayın özeti bu.
Ama yok; illa ki bu magazin haberi köpürtülecek, illa ki ATV zor duruma düşürülecek, Ayşe Arman o elbiseyi giyecek ve köşe yazarları "Türkiye nereye gidiyor?" diyecek!
Vallahi ben iktidarın yerinde olsam; her gün Gözde Kansu'nun tartışılmasını isterim.
Hatta birkaç milletvekilini dizilerden ve TV'den sorumlu yaparım; onlar her hafta birkaç polemik atar ortaya, Türk medyası da tartışır durur!
KİM KARLI?
Aslında bu işten en karlı Gözde Kansu çıktı; artık sadece Türkiye değil, dünya tanıyor onu. Olay unutulsun; güzel teklifler alır.
Magazin haberini köpürtüp siyasi gündem yaratan gazeteler de karlı çıktı; çok tık aldılar. Köşe yazarları dekolteden memleketi kurtararak aferin aldı!
Hatta bu polemikten 'Veliaht' bile karlı çıkabilir. Her yerde 'Veliaht' konuşuldu, acayip tanıtımı oldu. Haftaya bakarsınız reytinglere...
Bu işten tek zararlı çıkan ise halkımız oldu. Çözüm bekleyen hayati konular varken, dekolteye odaklandılar.
Hâlâ anlamadınız mı, birileri sinekten yağ çıkarıyor yine. 'Light' konuları siyasete taşıyıp muhalefet yapıyormuş gibi davranıyor ve arada da rakip medya grubuna 'çakıp' imajına zarar vermeye çalışıyorlar!
Güzel iş değil mi?