'Şizoid', herhalde daha sahnelenmeden hakkında en çok konuşulan tiyatro oyunu oldu. 'Şizoid'i yazıp, yöneten Çelik, röportaj verme rekoru kırdı ama ben hâlâ oyunun adının ne anlama geldiğini ve oyunun konusunu anlamadım.
Örneğin; Kelebek'ten Gülbahar Karakuş, "Oyunun ismi neden 'Şizoid'?" diye sormuş, Çelik de şöyle yanıtlamış:
"Kişilik bozulması yaşayan bir kimliği anlattığım için... Bir başkasına 'Sen şöyle ol' diyemem ama kendime istediğimi söyleyebilme hakkına sahibim."
Çelik, tüm röportajlarında 'Şizoid'i anlatırken hep 'ötekileştirme' kavramından bahsetti. "Ötekileştirme' mevzusunu çok yaşadım. Ne dediğini dinlemiyorlar ve linç ediliyorsun... Oyunda bunu da anlatıyorum... Popçular ötekileştirilmiyor gibi görünüyor olabilir ama işin uygulamasında öyle değil. Zaten bizim sözümüzle yaptıklarımız asla birbiriyle örtüşmüyor. Kişilik parçalanması; şizoid budur.
'Olduğum gibi mi görüneceğim? Nasıl görüneceğim?' dersen, kendin olamazsın… Ben; iki kişilikli olmaya itildiğimi, bu anlamda ülkedeki herkes gibi baskı gördüğümü düşünüyorum."

KADINdan ÖNCE!
Vikipedi'de de şizoid; kişilik bozukluğu olarak gösteriliyor ama bakın nasıl:
"Şizoid kişilik bozukluğu veya şizoid kişilik; sosyal ilişkilere ilgi azlığı, duygusal soğukluk, içe dönüklük ile karakterize bir kişilik bozukluğudur. Şizoidler; yoğun duygular yaşamaz, sosyal aktivitelerden kaçınır, arkadaşlık kurmakta normal insanlara nazaran daha isteksiz davranırlar. Övgü ya da eleştirilere karşın diğer insanlara nazaran tepkisizdirler."
Yani şizoid; Çelik'in anlattığı gibi 'olduğun gibi görünmeye çalışmak, ötekileşme, kişilik parçalanması' gibi durmuyor. Çelik ya şizoidin anlamını bilmiyor ya da bildiğini anlatamadı.
Keşke Çelik kadın kılığına girmeden önce şizoidin anlamına ve belirtilerine çalışsaymış.