Fazıl Say'ın, Twitter üzerinden paylaştığı Ömer Hayyam rubaisi yüzünden hapis cezası alması, herhalde en çok Hayyam'a yaradı. Hayyam da en az Say kadar konuşulur oldu!
Haberlerde, köşe yazılarında, sosyal medyada Hayyam'dan bahsediliyor, rubailerinden alıntı yapılıyor. Tabii "Şimdi Hayyam'ın rubailerinden alıntı yaptım, beni de tutuklarlar mı?" esprileri de yapılmıyor değil.
Vallahi Hayyam günümüzde yaşasaydı; en çok dava açılan yazar olarak Rekorlar Kitabı'na girerdi, hayatı da pek uzun olmazdı!
CAN GÜVENLİĞİ!
Asıl önemli olan ise yabancı basının; Say'a verilen cezaya ilgi gösterip haber yaparken Hayyam'ı da tanıtması. Kısacası Hayyam sadece Türkiye'de değil, dünyada da tekrar hatırlanıyor.
Hayyam kitapları birkaç ay içinde 'En çok satanlar' listesine girerse şaşırmayın.
Daha önce de bunun örneklerini yaşadık.
Türkiye'de hangi yazar eleştirilirse, kitapları sansüre uğrarsa; hep daha çok ilgi gördü.
Elbette Say'ın da albümleri daha çok satacak. Konserleri zaten kapalı gişe devam ediyordu!
Özetle Say'a verilen cezayla; bir kez daha baskı, sansür ve hapis cezasının ters teptiğini gördük. Say ve Hayyam daha önce hiç bu kadar popüler olmadı!
Not: Çözüm süreci ve Yeni Anayasa ile Türkiye çok kritik bir virajdan geçiyor ve her türlü provokasyona açık. Üniversitelerde yaşananlar ortada. Bu noktada Fazıl Say'ın can güvenliğine önem verilmeli. Çünkü hedef haline geldi! Umarım Hrant Dink suikastından ders çıkarılmıştır!