Belediyelerin zehirlediği kedi-köpek haberlerini okurken kahroluyoruz, okul çağındaki çocukların hayvanlara yaptığı işkenceleri duyduğumuzda ise "Bunu nasıl yaparlar?" diyoruz.
Peki, biz hayvanseverler çoğunluk muyuz? Azınlık olmasak, hayvan dostlarımız bu kadar organize halde yok edilmezler.
Sorunun kaynağı dönüp dolaşıp yine 'Eğitim şart' lafına takılıyor. Ders kitaplarında hayvan dostlarımız nasıl anlatılıyor diye hep merak etmişimdir. Birgün gazetesi yazarı Ünal Özmen'in 18 Ocak'ta yayınlanan 'Ders kitaplarında hayvan' başlıklı müthiş yazısı bu merakımı giderdi.
Özmen,yazısında ilkokulun ilk dört sınıfında okutulan kitaplarla ilgili yaptığı detaylı araştırmanın sonuçlarını paylaşmış. Sonuç vahim:
Ders kitaplarında hayvanlarla ilgili bilgi ve görseller artacağına azalmış.
Hayvanlarla insanları yan yana gösteren resimler yok denecek kadar azmış.
HAYVAN=YEMEK
Kitaplar çocukların; hayvanların doğanın bir parçası olduklarına dair fikir edinmelerine hizmet etmiyormuş.
Hayat bilgisi kitaplarında hayvanlardan, yemek tarifi verir gibi daha çok ürün olarak bahsediliyormuş.
Yazının en can alıcı bölümü ise şöyle: "Ders kitabı hazırlayan ve tabii onaylayanlar açısından hayvanlar bize fayda sağlayan canlı türleridir. İnsanın faydalanmadığı hayvan, hayvan değildir! Onlara göre hayvanın korunması, beslenmesi, sevilmesi, yararı ölçüsünde olmalı. Bu zihniyeti, Hayvanları Koruma Günü için özel olarak tasarlanmış sayfada bile görebiliyorsunuz: 'Hayvanları koruyunuz' konusunun değerlendirme sorusu 'Hayvanlardan nasıl yararlanırız?' olarak düşünülmüş. Hayvanları korumanın da bir karşılığı olmalı der gibi..."
Ee çocuklar böyle yetiştirilirse; hayvan hakları da, hayvan sevgisi de lafta kalır. Hayvanseverlere de deli gözüyle bakılır!