Dün Cumhuriyet Pazar'da yayınlanan röportajını öncekilerle karşılaştırdığımda; çok farklı, sağlam fikirleri olan bir Halil Sezai ile karşılaştım.
Tabii Halil Sezai'nin sağlam içeriğini zekice sorularıyla ortaya çıkaran Ali Deniz Uslu'yu da kutlamak gerekir.
Her neyse; Halil Sezai'nin şu sözlerine dikkatinizi çekmek için yazıldı bu yazı aslında:
"Düşüncelerinden dolayı mağdur olan karşıt gruplar, bu ülkenin tarihinde birbirleriyle itişip duruyor. Onların savaşı, gençlerin geleceğini karartıyor... Sürekli bir rövanş ve intikam alınıyor ülkede. Herkes taraf, herkes bir uçta. Boğazını sıkmak an meselesi. Sürekli futbol ve siyaset konuşulan ülke ne kadar mutlu olur? Var mı böyle hayat dünyada? Ne dünyayı, ne de geldiğim yeri böyle hayal ettim."
Halil Sezai çok haklı. Ne çekiyorsak hep rövanş almaktan çekiyoruz, değil mi?
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat... Ne kadar rövanş aldıysak, o kadar nefret ürettik!
Suçlular tabii ki yargılansın, cezalarını çeksinler ama kimse kimseden intikam almasın.
Her intikam daha çok nefret üretiyor çünkü. Ve bu nefret zincirleme devam ediyor!