Dün dizi öykülerindeki sapkınlığın artması ve bunun yol açtığı toplumsal yozlaşma üzerine yazmıştım... Çözüm önerim ise bugüne kaldı...
Defalarca yazdım. Mesele kanal savaşları değil. Her kanalın bir hatası olabilir! Lakin bazı diziler bilinçli şekilde topluma şiddet, öfke ve çarpık ilişki pompalıyor.
Ne yazık ki, TV yöneticileri daha çok reyting için bu çarpık düzene ses çıkarmıyor. Hem toplumu yozlaştırıyor hem de bu haksız rekabetten lider çıkıyorlar. Sonra da çok büyük iş yapmış gibi gururla dolaşıyorlar.

REKLAMVEREN SUSMA!
Eğer sapık ruhlu dizi yapmak başarı kabul ediliyorsa, her sene birileri çıkar daha da sapkın bir dizi yapar! Zaten sapkın dizilerdeki artış da bu anlayışa prim tanındığını gösteriyor.
Gelelim çözüm önerime... Aslında çok da fazla bir şey istenmiyor! Senaryo yazarlarımız, yapımcılar ve TV yöneticileri biraz onurlu olsunlar, kendi çocuklarını ve torunlarını düşünseler yeter.
Çok basit bir örnek vereyim: Erkan Petekkaya, kendi oynadığı dizileri çocuğuna izletmediğini açıklamıştı.
Düşünün artık o bile kabul ediyor! Petekkaya'nın çocuğuna izlettirmediği bir diziyi diğerleri niye izlesin?
Özetle dizi senaryoları, toplumu ahlaki anlamda yozlaştırmayacak şekilde yazılmalı. Tabii bu durum da abartılmamalı, diziler haremlik-selamlık olmamalı!
O da olmadı, RTÜK devreye girmeli... Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bu tarz diziler saat 23.00'te ekrana gelmeli! Ama yapılmıyor, RTÜK üyeleri yaşanan yozlaşmaya hiç tepki göstermiyor.
Bu sorunu bence çözse çözse reklam verenler çözer.
Tecavüze, ensest ilişkiye, çocukları psikopat yapan ağır abi dizilerine reklam vermeseler her şey çözülür.