Geçtiğimiz salı günü, Beşiktaşlı futbolcu İbrahim Toraman'ın Ferrari marka arabasını kaldırıma park etmesiyle "Toraman'ın vale'ye verecek parası yok mu?" diye yazmıştım. "Ferrari'yi kaldırıma park etmek, bu arabaya LPG taktırmak gibi bir şey... Bir futbol yıldızına bile Ferrari kullanmak yakışmıyor!" diye yazıp bu 'bakkal' zihniyeti eleştirmiştim... Aslında o yazıda, insanların yürümek için kullandığı kaldırımların maganda zihniyetler tarafından işgal edilmesi ayıbından da bahsedecektim ama yerim azdı... Bu birkaç satırlık yazı için dün iki e-posta aldım... Birinci e-posta: "Yok mu işin gücün, Ferrari'nin demirlerin arasından nasıl geçtiğini düşünüyorsun. Senin de olsa bir tane bilirdin... Olmayınca olmuyor di mi? Eziklik denir senin yaptığına. Uğraşma BJK ile..." İkinci e-posta: "Sanane be kardeşim milletin Ferrari'sinden. Seni neden kasar ki, memlekette burjuva sınıfı yokmuş, diyelim ki oldu o zaman bir alt sınıfa düşeceksin." Buyurun buradan yakın... Halk böyle düşünüyorsa Halil Ergün tabii ki; "Ne olmuş yani..." der. Ne diyordu Nazım Usta: "Akrep gibisin kardeşim... Kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!"