Bir çift 'Anıl' ve 'Arda' adlı çocuklarına 'Polat' ve 'Memati' isimlerinin verilmesi istemiyle mahkemeye başvurmuş. Polat ismine 'ok' verilmiş ama Yargıtay, 'Memati' talebini, ölüm ya da ölümcül anlamı taşıdığını, ismin çocuğu ileride zor duruma düşürebileceğini ve bu nedenle genel ahlaka aykırı olduğunu düşündüğünü belirterek reddetmiş. Özgürlük kavramından yola çıkarsak "Bir ailenin çocuğuna istediği adı koyma hakkı var. Devlet isme bile sansür getirirse, o toplumda demokrasiden nasıl bahsedebiliriz" diyenleriniz olacaktır. Ancak bir çiftin mafya dizisinden etkilenip çocuğuna ölümü çağrıştıran 'Memati' ismini koyması da çok saçma. Madem baba 'Kurtlar Vadisi' hastası, o zaman kendi ismini Memati yapsın, değil mi? Hatta eski bölümlerin hatırına Baron, Laz Ziya tercihler arasında yer alabilir. Bu ad koyma olayı aslında tartışılması gereken bir konu. Çocuklar ailelerin insafına kalıyor. Mesele en uçuk dönemimde bir gün amcam beni kenara çekip "Kutsal bir adın var. Dedenin ismini koyduk sana. Adına saygısızlık etme" falan demişti. Vallahi ne karşılık verdim hatırlamıyorum ama ismime zor alıştığımı söyleyebilirim. Bu arada Yargıtay kararında 'genel ahlaka aykırı' ifadesini kullanarak bu ülkede yaşayan Satılmış, Yosma adlarında binlerce insanı da zor duruma sokmuş olmadı mı? Şimdi birisi, gıcık olduğu Yosma adlı bir vatandaşa, "İsmi genel ahlaka aykırı" diyerek dava açarsa ne olacak? Bu isim kaosuna çözüm önerim ise şöyle: Gençlere belli bir yaştan sonra dava açmadan isim değiştirme hakkı verilmeli.