Geçtiğimiz hafta Buse Terim ve Chloe Loughnan'ın gelinlikleri sosyal medyanın en çok konuşulanı, tartışılanı ve kıyaslama yapılanlarıydı. 'Gelinler özeldir, tartışılmaz, eleştirilmez' savına inanmıyorum. Şöhretliyseniz öyle ya da böyle mutlaka eleştirilirsiniz. O yüzden şimdiden söyleyeyim; şayet benim gibi düşünmüyorsanız, buradan itibaren okumayı kesebilirsiniz.
Buse Terim önceleri başka gelinliklerde karar kılmıştı. Ne olduysa bilmiyorum sonunda kazanan Elie Saab oldu.
Elie Saab gelinliklerin kendine has kimliğine sahip olmayan, hayatta 'Bu bir Elie Saab'tır' denmeyecek bir seçim. İlk bakışta beğendim ama ne zaman ayrıntıları incelemeye başladım, o zaman kayboldum.
Minyon bir fiziğe sahip olduğu için kalabalık bir kumaş seçmesi göz yorucu olmuş. Epey kilo vermesine rağmen gelinliğin kesiminden bunu anlamak imkansız. Çıtı pıtı bir fizik için ağır bir seçim olmuş.
Buse, damadın kendisini evden aldığı zaman giydiği BCBG marka sade elbisesi içinde çok daha cici görünüyor. Buketinin aynı renkte olmasını sevdim.
Duvağı çok klas. Tek başına gerdanlık taksaymış, yetermiş.
Küpesi fazla uzun. Takipçilerim saç modelini epey eleştirdi ama bence bu duvağa ve gelinliğe en doğru seçim olmuş. Makyajı her daim kusursuz. Gülümsemesi ise en sıcak, en güzel aksesuvarı.
Mutlulukları daim olsun..
Chloe'nin gelinliğine gelirsek...
Ortada gelinlik namına pek bir şey göremiyorum.
Buse Terim'inki ne kadar tam bir gelinlikse, Chloe'ninki de o kadar gösterişli bir abiye elbise. 'Fiziğim kusursuz, ne giysem yakışır' diye düşünmüş. Haklı da olabilir ama konumuz gelinlik olunca ne yazık ki çuvallamış. Ortada klaslık, kalite adına bir şey göremiyorum.
Neden iki gelinlik giymiş, onu da anlamadım. Malzeme olarak inciler, taçlar, danteller, kristaller, tüyler, sırt dekoltesi, sutyen, pelerin, yani her şey kullanılmış.
Fizik 10 numara olsa da abartıda işin ucu kaçınca olmadı mı olmuyor.