Tamam! Hizmet sektörü hassas. Tamam! Müşteriyi yüzde yüz mutlu etmek zor.
Tamam! Müşteri her zaman haklı değil...
Ama elinden geleni yapmak, belli kuralları yerine getirmek de gerekliliktir, hizmetin olmazsa olmazıdır, değil mi?
Çünkü karşılığında para alıyorsun, çünkü karşılığında bir şey satıyorsun ve müşteri kaçarsa, kime satacaksın? O zaman müşterini mutlu etmek senin birinci görevin.
Şimdi ben geçen gün İstiklal Caddesi'ndeki dört katlı Adidas mağazasına girdim. Şirin bir kız kıyafet seçiminde bana yardım etti. Seçme faslı bitti; "Kasa nerede?" diye sordum ki giriş katındaymış. Biz üçüncü kattayız. Dört katlı mağazada sadece giriş katında mı kasa olurmuş!
Neyse, aşağı indim.
Kuyrukta beş altı kişiyiz. İşlem bitmek bilmiyor, sıra yürümüyor ve sürprize bak; klima çalışmıyor.
Dört katlı koca mağazaya sadece bir kasa...
Soruyorum kasiyer arkadaşa
"Neden bir kasa açıyorsunuz? Bakın klimalar da çalışmıyor, spotların altında şıpır şıpır terliyoruz..."

BU KADAR ZOR MU?
Maalesef kasiyerimiz hiç müşteri canlısı çıkmıyor. Yüzüme bile bakmadan; "Yoğun değiliz, tek kasa yeter" buyuruyor.
Sinirleniyorum.
Yoğun değilseniz, burada kuyrukta bekleyenler kim? Biz neyiz? Hem bu muamele ne? Yüzüme bile bakmayarak konuşmanın amacı ne?
Sonra mağaza müdür yardımcısı gelip durumu kurtarmaya çalışıyor ama benim sinirim bir türlü geçmiyor.
Hizmette sınır olmamasını zaten geçtik de, hizmeti doğru düzgün yapmak bu kadar zor mu?
Koskoca Adidas'ta bile...