45. Altın Portakal Film Festivali'nin en büyük artısı ve farkı bu yıl yemeklerde, toplantılarda, Hillside'ın lobisinde bol bol sinema konuşulması, filmlerden çıkar çıkmaz uzun uzun sinema tartışılmasıydı. Şu ana kadar en çok tartışılan film hiç kuşkusuz Ferzan Özpetek'in 'Mükemmel Bir Gün'ü idi. Ben filmi izleyici olarak beğendiğimi söyledim. Birçok şey beni düşündürdü ve etkiledi. Ve fakat yönetmenler ve oyuncuların fikri benden çok farklı. Diğer Özpetek filmlerinin yanında sönük kaldığı konuşuldu. Başroldeki Isabella Ferrari'yi herkes çok beğendi tabii. Ama haklı oldukları bir nokta vardı yan hikaye havada kaldı ve bazı karakterler tam anlatılmadı. Özet: 'Mükemmel Bir Gün' festival konuklarınca mükemmel bulunmadı.
AZRA AKIN TARTIŞILDI
'Avrasya Film Festivali'nin açılışında sunuculuk yapan Azra Akın da festivalcileri ikiye böldü. Sebep? Güzelliği ve kusursuz İngilizcesi bir yana Akın bir çok pot kırdı ve geceye çok iyi hazırlanmadığını gösterdi. Benim gibi düşünenler şunu savundu: Azra sahneye çok yakıştı, potlarını gülerek kapattı ve ne de olsa ilk sunuculuk deneyimiydi. Kız gazeteci değil, yılların sunucusu değil; elbette hataları olacaktı. Kabahat onu oraya çıkaranlarda aranmalıydı. Bazıları da baştan aşağı suçu Azra'ya attı. AKM'deki yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın 20 parçalık 'Sinemaskop' fotoğraf sergisi çok beğenildi. Ceylan'ın gözünden fotoğraflar gerçekten çok etkileyici. Yılın bombası ise festivale davetli olmamasına rağmen her partiden, her galadan çıkan ünlülerin yanından ayrılmayan bir abiydi. Beyaz takım elbisesini giyip her yere elini kolunu sallaya sallaya giren, elinde bardağıyla ünlülerin arasına kaynayan abi önce davetli zannedildi; sonra İngilizce öğretmeni olduğunu ve takım elbiseyi giyip araya kaynadığını itiraf etti. Aman festival güvenliği dikkat! diyorum, bugünlük Portakal yazımı bitiriyorum.