Çaresiziz, üzgünüz, kızgınız, gözü yaşlıyız... Hakkari'de 15 askerimizi daha şehit verdik. Binlerce kişi cenaze törenlerine katıldı. 'Kahrolsun PKK' sloganları atıldı. Terör lanetlendi... Başbakan Erdoğan, "Terörle mücadeledeki yol haritası yeniden belirlenecek" dedi... Peki! Zaten her terör saldırısında devlet büyüklerimizden kelimesi kelimesine aynı cümleleri duymuyor muyuz? Ve diyorlar ki, şehit veren karakolların taşınması mali koşullar nedeniyle gecikmiş... Zaten hep bir şey deniyor da sonuç değişmiyor değil mi? Terörle mücadele bitmedi, bitmiyor. Terör bitmiyor. Şehitlerimizin sonu gelmiyor. Şehit Piyade Uzman Çavuş Cahit Yıldırım'ın 8 yaşındaki kızı Senasu, 4 yaşındaki kızı Nazlıcan ve 2 yaşındaki oğlu Furkan babasız kalıyor... Aileler yıkılıyor, babalar, oğullar, kocalar ölüyor. Ateş düştüğü yeri kim bilir nasıl da yakıyor. Ağlayan Senasu'ya annesi, "Ağlama kızım. Babanı şehit eden kalleşler ağladığını görmesinler" diyor. Elimizde öfkeden, çaresizlikten ve "Yeter artık!" isyanından başka bir şey kalmıyor. Yeter artık! Sözler hiçbirimizi avutmuyor. '