Bu geyşalık değil düpedüz erkeği gerizekalı yerine koymak yahu! Aaaa. Şimdi Şubat'ta 'Bir Geyşanın Anıları' filmi vizyona girecek ya, Yeni Aktüel de aramış taramış modern Türk geyşalarını sıralamış. Hepsi birer birer içlerindeki geyşayı dökülmüşler maşallah. Efendim bilmeyeniniz varsa aman geyşalıkta kusur etmesin, kağıdı kalemi hazır etsin, çiziktirdiklerimi tek tek not etsin e mi?

DÖRT ÇEŞİT BÖREK
Bizim Törkiş Geyşalar'ın hali şöyle: Erkeği kapıda karşılayacaksın, saç baş asla dağınık bırakılmayacak, makyaj kusursuz olacak. Kimono giyersen artı bin 500 puan. Derdi kederi, sıkıntıyı kenara bırakacaksın, kocana şen şakrak cilveli kadını oynayacaksın. (Bağdat Caddeli kadınlar geyşaymış da haberimiz mi yokmuş!) 'Östrojeni yüksek' bir evin olacak. Varak aynalar, leoparlar, kırmızılar, doreler falan... Sonracığıma restoranda erkeğin peçetesi hazır edilip kucağına serilecek, paltosu tutulacak, kravatı kirlenirse hemen silinecek. Bitmedi, maçına futboluna karışılmayacak. Makarna seviyor diye elde makarna yapılacak. İcabında en sevdiği yemek börekten dört çeşit hazırlanacak. Ve tüm bunların adı 'geyşalık' olacak.

YETER Kİ SEV!
Ah Günseli Kato ah! Kadın Japonla evlenmiş, işin ta merkezinde yaşamış bas bas bağırıyor. "Geyşalık 10 yaşında başlayan ömür boyu süren bir eğitim. Çay koymak bile bir seramoni, yemek ikramı, kapı açmak, kapatmak... Hepsi ama hepsi ayrı ayrı ince iş" diye de anlatamıyor işte. Bizimkilerin yaptığı tipik erkeğe yapışma, üç hamlede avuçlama numaraları... Hadi iyi yönden bakalım; sevgi gösterileri... Aslında ablalar avazları çıktığı kadar "Sev beni, sev beni, sakın terk etme beni" diye bağırmıyorlar da yerine dört çeşit börek yapıyor, adamın ayaklarını yıkıyor, kahvaltısını tepsiyle yatağa getiriyorlar işte. Ve ne yazık ki Şebnem Özinal gibileri de hizmette kusur etmeyince aldatılmayacaklarını zannediyor. Çok pardon da halihazırda emrine amade hizmetçisi olan bir adam, en kısa zamanda kendine bir de 'kadın' aramaz mı? Araaar!

VİCDAN AŞK MI?
Peki onca hizmetiniz, çayını eksik etmemeniz, banyosunu hazırlamanız, el pençe divan durmanız abiyi önce borçlu hissettirecek sonra da merhamet duygularını depreştirmeyecek midir sizce? Depreştirecektiiiiir! Ve adamdaki aşk uçup gidecektir. Vicdanından yanınızda duran adamı aşık sanacaksanız, siz bilirsiniz. Gerçek geyşalık bize on numara büyük bir meseledir. Yani boşuna tiyatro yapıp, manitanızı salak yerine koymayın. "Erkeğimin geyşasıyıııaaam" şeklinde dolanmayın. Ne demişler; iki adım ileri bir adım geri! İki ver bir al, iki ver bir al. Benden bayram tavsiyesi.