Ey kocasını seven kadınlar!
Eyy sevgilim ciğerim benim diyen ablalar! Dikkat dikkat!!!
Meğer erkek maç izlerken yapılacak tek hareket varmış; evin içinde gülücükler dağıtarak dolanmak!
Evinizin huzuru için yine hizmette sınır tanımıyorum ve yazıyorum.
Madde 1: Maç boyunca televizyonun önünden geçmek yok.
Sonra hamarat anneler misali kalçayı ekrana dayayıp, masanın üstündeki bardak, cips kasesi ve benzeri şeyleri toplamaya çalışmak hiç yok. Siz hiç alışverişin ortasında, sevgilinizin "Tatlım ben geldim, hadi çık" demesini ister misiniz? Allah korusun.
Ha bir de bebekler gibi "O ne?", "Bu ne?" tonunda abuk sabuk sorular sormak da yok tabii.
Şimdi ben bir türlü futbol konusuna hakim olamıyorum ya, bari İsviçre Türkiye vatan millet vesilesiyle hiç olmazsa 'hakimmiş gibi' yapayım dedim. Arkadaşları evime davet ettim.
Klasik bol çerezli, cipsli falan abur cubur sofrası kuruldu. Erkekler baş köşeye konuşlandı ve maç başladı.
Dakikada on soru sormazsa çatlayan ben, beşinci dakikada dayanamadım ve bombayı patlattım.
"Tatlım biz hangi rengiz; kırmızı mı beyaz mı?"
(Yeni boyattığınız saçınıza adamın "Saçın eskiden kahve miydi, siyah mı?" sorusunu pırtlatması gibi bir şey...)
Bütün erkekler koro halinde "Ayşeeeee..."
Tamam yaaa, ben de Tuncay'ı yakalar rengimizi bulurum. Off bir maçı da dört kişi sunar mı kardeşim kafam karıştı.
İncilerime devam "Tuncay da saçlarını kestirse diyorum çok uzamış..."
Erkekler taca kornere bakıyor.
O sırada kankam İdil'den pas "Aaaa Fatih Terim'in de kabanı pek şık ama!"
"Evet evet. Aaa amca "halbükü" dedi... Ha ha ha. Kim bu yaa?" Manita sinirli sinirli "Hikmet Karaman..."
İdil "Ümit Özat'a Özcan Deniz halleri gelmiş."
"Aşkım forvet ne?" (eşittir aşkım manikür neee?)
"Golcü!"
"Hakan Şükür gibi mi?
Erkekler "Ya siz sussanıza ne bu car car car..."
Sonra erkeklerin en tahammül edemediği diğer şey de kadınların maç anında "Midem bulanıyoo acaba zehirlendim mi?",
"Çocuğun okul taksitini yatırdık mı?" kıvamında hayati sorular sormasıymış. Benden çiziktirmesi.
Valla kızlar boşuna sıkıntıdan tırnaklarınızı kemirmeyin. Abiyi maçıyla başbaşa bırakın derim. Alın elinize tuğla misali bir dergi ya da kitap. Telefonda arkadaşlarınızla konuşun. İnternete girin. Olmadı çıkın dışarı sinema falan takılın ya da odanıza televizyon aldırın.
Yoksa gecenin sonunda çenenizden sıkılmış sevgiliniz "Hadi şurdan bana bol buzlu diyet kola koy da gel" buyuruverir. Sizin de tepeniz atar ve aile faciası patlar.
Gece gece ayıklamayalım pirincin taşını değil mi?