Soğuk suyla, sıcak suyla, buharlı buharlı, sütlü, çamurlu, dona dona, geç kalınca, acele; çeşit çeşit banyo...
Evimizde banyo, misafirlikte tedirgin yapılan banyo, küvete uzanıp köpüklü banyo, mumlu, çiçekli romantik banyo, sevgiliyle fingirdeşerek yapılan banyo, yatmadan önce banyo, sabah uyanınca ilk iş banyo, bazılarının etrafı sırılsıklam ettiği banyo, çocukların çilesi banyo, pazar günleri ailece banyo...
Büyüğü, küçüğü, jakuzilisi, küvetsizi, duşakabinlisi, cicili bicilisi...
Kapanıp ağladığımız, evdekiler duymasın diye gizli gizli telefonla konuştuğumuz... Bacak-sakal tıraşı, kremlenme, diş fırçalama, tuvalete çıkma, şampuanla göz yakma, makyaj, saça-yüze maske yapma, çamaşır yıkama merkezimiz banyo!
KADIN BANYODAN BAŞLAR
Anneler işli havluları sever, anneanneler çamaşır makinesinin üstüne dantelli örtü serer, süslüler dört bir yanı parfüm şişeleriyle süsler, kimi de renkli mumları ister.
Bir kadının, erkeği ele geçirip geçirmeyeceği de adamın banyosundan belli olur. İlişkinin ömrünü uzun tutmaya kararlı her kadın sevgilisinin evine yerleşmeye banyodan başlar.
Üçüncü gelişte diş fırçası itinayla fırçalığa konur, sonra makyaj silme losyonu, ne olur ne olmaz orkid, bir de ruj bulunmalı, şu küpe de kenarda dursun, aaa göz altı kremi olmadan da yatılmaz derken... Bir bakarsınız hatun yerleşmiş, sizin işiniz bitmiş...
Neyse şimdi, bayram değil seyran değil bu banyo muhabbeti nereden çıktı? Mustafa Altıoklar'ın 'Banyo' filminden.
Bunalma, daralma, sıkıntıdan popcorn tırtıklama garantisiyle gittim 'Banyo'ya. Altı kişi, iki banyo, iki çamaşır makinesi, iki de banyo tüpü mevcut. Birbirinin içinde üç hikaye. Komşu komşunun kocasına muhtaç durumu söz konusu.
Selçuk Yöntem'in 'çok soğuk' (!) olduğu gerekçesiyle Demet Evgar'la aldattığı Seray Sever'in Süreyya tiplemesini tarif ediyorum; Sarışın, kafada kraliyet ailesi üyelerinin polo maçında taktığı gibi yan bir şapka, kırmızı ruj-ojeayakkabı üçlemesi, kırmızı-beyaz puantiyeli, bol göğüs dekolteli elbise, elde uzun ince sigara.
'Bu mu soğuk' sayın Altıoklar? Gümbür gümbür, alev alev kadın işte!
SERAY CUK OTURMUŞ!
Bu 'soğuk'sa, bizim aldatılmamız Allah'ın emri. Hem bu devirde böyle giyinen kadın kaldı mı yani? Tam fantazi! Nişantaşı'nı tavaf edin, bir tane böyle kadın görürseniz, beri gelin.
Ha Seray Sever filmin tek 'cuk' oturmuş tipiydi, tahminlerimizin üstünde iyiydi tebrik ederiz.
Peki o kadar lüks banyolarda koca mavi tüp ne iş? Ve bir evin banyosunun üç ayrı anahtarı olur mu? Hadi var diyelim, yan daireden panikle gelen Janset, o halde yedek anahtarı nasıl buldu da banyoya koştu?
'Banyo'da çok sıkıldım mı? Hayır. Filme bayıldım mı? Hayır. Bir ara az kaldı meme görmekten kusacak mıydım? Evet!