Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Maçoyum ama kolayım

Semih Saygıner denince aklınıza ne gelir? Bilardo masası, papyon, beyaz gömlek, üç top ve çok ama çok ciddi bakışlar... Peki Kore'den Las Vegas'a bilardo adına ne unvan varsa hepsini kazanmış bu adam sadece bilardodan mı ibarettir? Hayııırrrr!..

Yahu bu bilardo sporunda durmadan şampiyon olan, kazanmayı alışkanlık haline getirmiş, bu alanda ne kadar unvan varsa hepsine sahip Portekiz Bilardo Ligi'nin en büyük ismi ve tabii Koreli kızların rüyalarını süsleyen Semih Saygıner kimdir? Bu adam sadece bilardodan mı ibarettir? Ne yer ne içer? Kimi sever? Derken... 19 Mayıs günü Tünel'de buluşacaktık. Baktım tam zamanında tramvayların yanında uzun boylu, deri ceketli, Ray- Ban gözlüklü Semih Saygıner beni beklemekte... Hemen sordum yaşı 41'miş, kırk bir kere maşallah valla... Arabeskçilere taş çıkartacak bir hayat hikayesi var. Adapazarı doğumlu, terzi bir babanın oğlu iken 14 yaşında annesini ve babasını trafik kazasında kaybetmiş... "18 yaşıma kadar potansiyel bir suçluydum" diyor. Ama tam o dönemde bilardoya sarılıyor... Gerisi malumunuz; şampiyonlar şampiyonu bir adam. Şu aralar TRT1'de 'Zeytin Dalı' adlı dizide 'kötü adamı' oynuyor. Oyunculuk nereden çıktı diye sorunca da "Valla zorla yaptırdılar, ben de denedim" diye cevap veriyor. Yazları Çeşme'yi, kışları İstanbul meyhanelerini gezmeyi seviyor. İşte karşınızda yakışıklı, komik, centilmen, biraz maço ama kafa adam Semih Saygıner...

* Sen bilardoda tüm unvanlara sahip misin? Evet alınabilecek tüm unvanlara... Dünya Şampiyonu, Avrupa Şampiyonu, Milli Takımlar Şampiyonu...

* Bilardoda senden iyisi yok mu yani? Tevazu gösteremeyeceğim, benden iyisi tabii ki yok.

* Fakat bir kere bile yenilsen, Semih bitti diyorlar. Bittin mi diyorsun yani bana (gülüşmeler)... Bitmedim kardeşim.

* 25 yıldır bu iştesin, bütün unvanlara sahipsin, hep birinci sıradasın, biraz sıkılman söz konusu mu? Ben sıkılmam, sporcu ruhuma ters. Kazanmak sporcu için çok önemlidir, ben kaybetmeyi hiç sevmem...

* Her konuda mı? Yani özellikle yaptığım işle ilgili. Ama normal hayatımda kaybettiğimi kabullenirim.

* Bir gün dedikleri gibi hakikaten bitsen ne olur? Hiçbir şey olmaz. Ben biteceğimi hissettiğim zaman çekilirim zaten...

* Bilardoda başarılı olmak için ne lazım? Çok çalışmak lazım... Sonra teknikler, konsantrasyon, strateji, karakter. Mesela korkaklar bilardoda başarılı olamaz. Ben hep deli bir adamdım, yurtdışına ilk açıldığımda sadece 'Yes' diyordum.

* Şimdi kaç dil biliyorsun? 7-8 tane konuşuyorum. İngilizce, İspanyolca, Hollandaca ana dilim gibi konuşuyorum. Japonca'yı 200 kelime kadar, Korece'yi 150 kelime kadar ama güzel konuşuyorum, mık mık demiyorum. Ben Almanca konuşuyorum diyen kadar Almanca konuşurum. Arapça var. Lehçe konuşmayı da çok seviyorum.

* Yurtdışında çok ünlü müsün? Valla fena değilim (gülüyor)... Kore'de, Kolombiya'da aradan dört sene bile geçse yine yolda tanıyorlar.

* Allah sana "Yürü ya kulum" mu dedi? Dedi... Dedi ama bunu da görmek lazım. Ben 14 yaşında annemi babamı kaybedince hayatım altüst oldu. Askerden dönünce çalışma hayatına girdim. Baktım olmuyor, pılımı pırtımı toplayıp bilardo fabrikasına çalışmaya İstanbul'a geldim. Yeteneklerim ön plandaydı ve insanların sevgisini çok erken kazandım. Ben de bu imkanlarımı çok iyi değerlendirdim.

* Bu işte para var mı? Var. Ama iyi para dersen nedir ki? Bir insan sevdiği işten kazanacağı paraya göre hayat kurmalıdır. Ama para vardır, turnuvalardan... Devlet size altın veriyor...

* Evlendiriyorlar mı bir de? (gülüşmeler) Evlendik bir kere... 6.5 yıl sürdü...

* Bir daha evlenmeyi düşünür müsün? Düşünürüm. İlk evliliğimde bütün acemilikleri yapmışız ya...

* Nedir bu acemilikler? Her kesimde idare etmeyi bilmek lazım. Benim eski karım çok kahrımı çekmiştir. Çok seyahat ediyordum, 'bana öncelikli' yaşanmak zorundaydı, zor bir zamandı...

* Sen zor bir adam mısın? Yok kolayım. Kadın beni sevsin, değer versin ve benim erkekliğimi hissettirsin isterim.

* Nasıl hissedersin erkekliğini? Bir yere gittik, kahve istedik gelmedi, eşim "Kahve gelmedi bakar mısın?" dedi. Garsona sordum yine gelmedi, eşim kalkıp garsona "Kahveler nerede?" derse çok kızarım. Sanki ben becerememişim gibi...

* Maçosun galiba... Maço tarafım var ama bağırma çağırma değil. Kadına kadın gibi davranırım, bana da erkek gibi davranılmasını isterim. Kadının çok fazla ön plana çıkması beni rahatsız eder.

* Senden daha ünlü, zengin, başarılı bir kadınla olabilir misin? Olabilirim hiç de problem yaşamam...

* Bence yapamazsın, rahatsız olursun... Bundan bahsetmiyorum, kadının önüme geçmesini istemem diyorum. Benim hiç kısa ilişkim olmadı... (ben gülüyorum) Gülme! Yani kaçamakları saymadım...

* Nedir sence kaçamak? Hııı şöyle izah edeyim... Kaça-mak!! (gülüşmeler). Kaçamak tabii o anlık bir olay, o an olabilir... Olur (gülüşmeler)...

* Hangi anlık? Mekan çok önemli tabii, her mekanda olmuyor. (gülüşmeler) Kaçamak iki taraf için de kaçamaksa olur, tek taraflıysa ben ona girmem.

* Nereden bileceksin tek taraflı olduğunu? Önce anlamasam bile sonra anlarım... (gülüyor)

* Kendinde güvenmediğin tarafın var mı? Var... Gece hayatının raconunu bilmem.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA