2009'da lüks tüketim harcamaları, bir önceki yıla göre 14 milyar Euro gerilemişti.
Sonra krizin etkisi yavaş yavaş geçmeye başladı ve 161 milyar Euro'ya düşen harcamalar yeniden yükselişe geçti.
Bu yılın sonunda; bu rakamın 185 milyar Euro'yu geçeceği tahmin ediliyormuş.
Bu rakamlara niye daldım, anlatayım...
Yıllık iznimin küçük bir bölümünü cebime koyup Paris'e uçtum.
İki yıldır gitmiyormuşum ve neler değişmiş neler...
Son gidişimde; ekonomik krizin etkileri sokakta bile hissediliyordu.
Sokaklar leş gibiydi, sigara izmaritinden ve çöpten geçilmiyordu.

LOUIS VUITTON'DA KUYRUK
İnsanlar yeniden para harcamaya başlayınca, moraller yerine gelmiş, Fransızlar'ın yüzü güler olmuş.
Dünyanın üçüncü büyük lüks ürün üreticisi Louis Vuitton'un Champs Elysees'deki mağazasının kapısında hep bir kuyruk olurdu ama bu kez gördüğüm kalabalık beni de şaşırttı. Mağazada size hizmet verecek bir görevliyi yakalamanız şansa kalmış.
Dünyada lüks tüketiminde Japonya'yı bile geride bırakan Çinliler, pazardan alışveriş yapar gibiydiler.
Printemps'da, Galeries Lafayette'te de durum aynıydı. Ünlü markaların lüks butiklerinde de...
Ve fakat...
Bana bir şey oldu...
O kalabalıkların, alışveriş için efor sarfeden insanların arasında, durum gözüme son derece absürd geldi.
Ve hiç alışveriş yapmadan; sadece yiyerek, içerek ve gezerek şehri yaşadım.
Ve de İstanbul'a dönüşümde ABD'li ekonomist Nouriel Roubini'nin açıklamalarını okudum; 2013 yılında dünya ekonomisinde büyük bir fırtına kopabilirmiş.
Aman, aman...