Son günlerde magazin dünyasında bir dizi tuhaflıklar olmaya başladı. Mevsim değişikliğinden mi, yoksa yine gezegenler geri mi gidiyor bilemiyorum ama bu kadar çok olay peş peşe gelince insan "Aaaaa" oluyor... Acaba siyasette yaşanan tuhaf kavgalar insanlara model mi oluyor?
Hülya Avşar'ın, Tarkan için yaptığı zehir zemberek açıklamalar...
Hande Ataizi'nin Cihan Ünal için söylediği "Bana attığı mesajları açıklamak zorunda kalmayayım" demesi... Tam Hande'nin sözünün altında yatan anlamları çözmeye çalışıyordum ki; bir bomba da POPSAV ile Ajda Pekkan cephesinden geldi.
Menajeri, Ajda Pekkan POPSAV konserine katılamayacağı için Hakan Peker'e şöyle bir mazeret uydurmuş:
"Ajda Hanım'ın bir konseri daha var. Yaşlı olduğu için iki konseri üst üste kaldıramaz..."
VUR-KAÇ YAPILMIŞ
Orada Hakan ile gazeteciler arasında gelişen diyalogda kullanılan kelimeler tam böyle değil ama nedense toplantının sonunda POPSAV tarafından medyaya geçilen bültende bu cümle kullanılmış...
Yani Ajda'ya vur-kaç yapılmış.
Kime ne faydası olacaksa?
Bu açıklamaların yapıldığı günün akşamında Bilfen Okulları'nın yıl sonu gösterisindeydim.
Geçtiğimiz yıl bir Sezen Aksu gecesi hazırlayan çocuklar, bu yıl Ajda Pekkan'ı ağırladılar şarkılarla...
Ajda, 110 kişilik koro ve müzisyen grubuyla sahneye çıktı, müthiş bir performans sergiledi.
"100 yıl daha yaşamak isterdim. Niye biliyor musunuz? Müzik yapmak için" dediğinde salon alkıştan yıkılıyordu.
Konser bitiminde kuliste buluştuk.
Bilfen öğretmenleri ve yöneticileriyle bir saate yakın sohbet etti.
Son derece mütevazı bir tavırla "Bu gece çocukların gecesiydi. Benim onların önüne geçmem söz konusu olamazdı" dedi.
PROGRAMI ÇOK YOĞUN
O sırada kapak olduğu iki dergi için röportaj zamanı ayarlanmaya çalışılıyordu.
Çünkü program çok yoğundu; ertesi gün Ankara'da bir davet, sonraki iki gün ise Ankara ve Bursa konserleri vardı.
Ve bütün bu yolu uçakla değil arabayla yapmaya karar verdi.
Yani?
Herkes otururken Ajda koşuyor ve bir konsere çıkmadı diye "Yaşlandı, tempoyu kaldıramıyor" demek hiçbir anlam ifade etmiyor.
Onun için; herkes önce bir soluklansın, ondan sonra konuşsun.