Sabahları çevremdekilerin konuşmalarına kulak kabartıyorum. Bir gece önce televizyonda yaşanan bütün olayları satır satır anlatıyorlar. 'Kim kime ne demiş, kim kimle tartışmış' konuları üzerinden akıp gidiyor konuşmalar. Hadi bu bizim işimiz diyelim. Ama bu tür konuların bütün toplumu ele geçirmesine ne demeli... Yeni tanıştığım insanlar bile, merhabalaşmanın ardından; 'Deniz Seki ile Hüsnü Şendirici'nin durumunu en iyi siz bilirsiniz' diyorlar. Ne kadar şahane, renkli, keyifli bir işim olduğundan söz ediyorlar. Başka hayatlara duyulan bu merakın, bu özentinin nedeni için çok fazla düşünmeye gerek yok aslında. Erasmus Üniversitesi geleneksel Mutluluk Endeksi Listesi'ni yayınlamış. Türkler'in mutluluk seviyesi 10 üzerinden 5.1 olarak ölçülmüş. 6 olan dünya ortalamasının da altında kalmışız. Ee, insan kendi hayatının rengini yakalayamıyorsa, kendi mutluluğunu kuramıyorsa başka hayatların peşine takılmasından daha doğal ne olabilir ki?