Yıllar önce Hülya Avşar bir röportajımızda "Evlilikler de kira kontratı gibi olmalı, 2 yılda bir yenilenmeli" demişti, olay olmuştu. Bu başlık durduk yerde aklıma gelmedi tabii. Malumunuz, Neco'nun 30 yıllık evliliğini genç bir sevgili uğruna bitirmeye karar vermesinin ardından herkes "Erkek niçin gidiyor?" sorusunun yanıtını arıyor. Sizce sorun gitmeyi tercih eden erkeklerde mi, yoksa evliliklerde mi? Hülya Avşar'ın sözü de bu noktada aklıma geldi aslında. Arada bir evlilikleri gözden geçirmek, tartışmaya açmak, 'tamam mı devam mı' sorusunun yanıtını bulmak gerekiyor. (30 yıl sonra şoka uğramamak için.) Hem ne malum evliliklerden sadece erkeklerin sıkıldığı? Kadınlar sıkılamaz mı? Bu konu dün bizim haber toplantımızda tartışılırken, ortaya değişik görüşler atıldı. Kimi genç sevgililerin peşinde koşan erkekleri eleştirdi, kimi suçu kadınlarda buldu. Medyada ise 'bir yastıkta kocamak' deyiminin artık geçerliliğinin kalıp kalmadığı tartışılıyor. Kim haklı peki? Giden mi kalan mı? Zor soru. Herkes olaya kendi açısından bakıp yorum getiriyor. Kadınlar erkeklere kızıyor. Erkekler ise eminim içlerinden, gidebilen erkeklere gıpta ediyor. Bence hiçbir erkek ya da kadın dört dörtlük yaşanan bir 30 yılın ardından bir anda "Ben gidiyorum" demez. Kuşkusuz onu o noktaya getiren pek çok olay vardır. Belki yüzlerce kez yaşanan olayların birikimidir. Her kavganın, tartışmanın sonrasında "Aman bunu da görmezden gelelim" demenin sonucudur. 'Peki niçin erkekler gidiyor da, kadınlar gitmiyor?' sorusu ise bir başka konu. Bu konu tartışılırken de kadınlar hemen hemcinslerini savunmaya geçip, erkekleri suçluyor. Yok öyle bir şey. Kadın da gidebilir. Kendine güveniyorsa, ekonomik özgürlüğü varsa gidebilir. Ama kadınların bir kısmı, statülerini kaybetmemek ve para musluklarının kesilmemesi için, kısacası bir başkasının sağladığı konfor için sesini çıkarmıyor. Aslında önemli olan insanın neyi ne kadar istediği ve en azından kendine karşı dürüst davranarak şu sorunun yanıtını vermesi: Hayatını geri almak için ne kadar ileri gidebilirsin? (Bu soruyu sevdim; Russel Crowe'un oynadığı 'İyi Bir Yıl' filminin afişinden.) Hatırlarsanız; bir süre önce işadamı Eşref Cerrahoğlu da "Evlilikten sıkıldım" diyerek gitmişti. Ama karşı kıyıya geçmek için gereken cesareti ve gücü kendine bulamadı, geri döndü. Etraf, hayatı kaçırdığına hayıflanan ama ileriye gitme cesaretini de bulamayanlarla dolu. Bu sıkışmışlıkta anlık çözüm olarak erkekler skora oynuyor, kadınlarsa çene yoruyor. Ve... Bu yazının çıkış noktasına gelirsek: Neco ile Oya Özyılmazel, 33 yılın ardından ayrıldı. Zordur tabii ikisi içinde. Ama güzel olan bir şey var ki; arkada zırıl zırıl ağlayan, kocasını suçlayan, ardından atıp tutan bir kadın yok. Son zamanlarda en çok eksikliğini hissettiğimiz şey de bu işte: Hem kendine, hem karşındakine saygı...