Biliyorsunuz, Hande Ataizi önüne konulan evlilik anlaşmasından dolayı tarihe 'bir gün evli kalan kadın' olarak geçti. Neden? Çünkü yaptığı iş, bulunduğu ortam nedeniyle Pekin ailesi ona güvenmedi... Aynı ailenin yeni gelinleri ile ilgili olarak bir haber çıktı gazetelerde. İddiaya göre onun için de Hande'nin önüne konulan evlilik anlaşmasının aynısı hazırlanmıştı. Bu iddianın üzerine Fethi Pekin açıklama yapmış, "Evlilik sözleşmesi falan yok. Asla böyle bir belge imzalamadık" demiş. Oysa aynı Fethi Bey, Hande'ye imzalatılan evlilik sözleşmesi konusunda hiçbir yorum yapmamıştı. Daha doğrusu ağzını bile açmamıştı. Bir kadın sevmişti ama onu sınıflandırmıştı. Çünkü o 'artist'ti, güvenememişlerdi. Geçenlerde Mehmet Çalışkan'ın GÜNAYDIN'da yayınlanan röportajında Hande kendi durumunu gayet güzel özetlemiş. "Kadınsal imajım, güçlü, kendi parasını kazanan, tek başına ayakta kalabilen bir kadın. Bunun avantajları olsa da elde tutulması zor bir kadın olarak algılanıyorum. Kimse beni kanatlarının altına almak istemiyor, aksine güçlü bir kadın olmamın nimetlerinden faydalanmak istiyorlar. Beraber olduğum kişinin ne olursa olsun yanımda olmasını isterim. Böyle olmadığını hissettiğim an yaşadığım ilişkide yalnız kalıyorum. İşte o zaman kendi kendime 'Hande senin oyun sahan, yaptığın iş. Git, orada oyna ve ayakta kal." Aynen böyle diyor; Git orada oyna ve ayakta kal! Ne acı değil mi? Sadece bir yerde var olabiliyorsun. İki yerde birden var olmak hayal! Geçenlerde Fatih Aksoy, 'evlenilecek' ve 'gezilecek kadın' gibi bir tanım yaptı, ortalık karıştı. Bence Aksoy haklı ama söylediklerinde de eksik bir yan var. Erkekler dürüst değil. Bu piyasada ünlü kadınların peşinden koşan, ondan büyülenen, ona aşık olan pekçok erkek biliyorum. Ama bu konuda kendilerine bir soru sorulduğunda hemen inkar yoluna girerler, 'bize yakışıyor mu?' derler. Oysa yakışmayan bir durum varsa o da sadece kendi ikiyüzlülükleridir...