Bodrum sezonunu 17 Mayıs'ta açmıştım. Yalnızdı Bodrum o tarihte, sessizdi. Beklediği kalabalıklara kavuşması için daha epey beklemesi gerekecekti. Nitekim haziranın son haftasında kalabalıklaştı. Sıkıştırılmış hayatlar Türkbükü'nün bildiğimiz adreslerine yerleşti, sınırlarını genişletmek için... Magazin dünyasının nabzı oralarda atmaya başladı. Muhabirimiz Özay Oral'ın hiç uyumadan çalıştığı günler-geceler oldu. Çünkü Bodrum'da hayat hiç uyumuyordu. Herkes kendi sahnesini kurup kendi şovunu yaptı. Bize de bol bol malzeme çıktı! Ve ağustos sonu eylül başı- Yine Bodrum'dayım. 2 aylığına kurulan ve herkese eğlence sunan bu dev lunapark çoktan toplanmış. Bodrum yine sessiz, yine sakin. Işık değişmiş, renk değişmiş, hayatlar sakinlemiş. Türkbükü'nde artık sınırlarını genişletmek isteyenler değil, kendi içine kapanmak isteyenler dolaşıyor. Bodrum artık kendisiyle birlikte. Süreyya Yalçın yok, köpeği Isabelle yok, tangalı Sibel Can yok, Serdar Ortaç'ın Dansöz şarkısı hiç duyulmuyor, abartılı makyajları, kuaför elinden çıkma saçları ve ışıltılı plaj kıyafetleriyle güneşlenen küçük kızlar çoktan İstanbul'a dönmüş... Sadece 2 aylık dönemin tantanası ne de çok olmuş, değil mi?