Hep söylerim; bu memlekette hakemler kadar politikacıların icraatları da her hafta 40 yorumcu tarafından kritik edilse, bu memleket güllük gülistanlık olur... Gerçekten de futbol hakemleri, bu memleketin paratoneri... Herkes onları yerden yere vurarak rahatlamayı seçiyor. Saniyenin onda biri kadar sürede en kritik pozisyonu bile çözümleyip en doğru kararı vermek zorundalar. Ama diğer tarafta neden içeride tutulduklarını bilmeden altı yıldır 'gerekçeli hakim kararı' bekleyenler var! Onca ırz düşmanı, uyuşturucu baronu elini kolunu sallayarak dolaşadursun, zavallı Deniz Seki'yi kodese soka çıkara 'adalet' dağıtıyoruz...
Dönelim futbol hakemlerimize... Yıllardır televizyon programlarında parça pinçik edilirler. Bir yandan spor yorumcuları, kulüp yöneticileri, futbolcular ve tribünlerin çirkin koroları, diğer yandan herkes üzerlerine çullanır. Şimdi hakem didiklemeyi yorumculuk sananlara soruyorum: Ey spor yorumcusu kethüdalar; Cüneyt Çakır ve ekibi Dünya Kupası'nda maç yönetecek, peki ya siz? Muhtemelen gazeteniz ya da çalıştığınız kanal, sizi Brezilya'ya göndermediği için evinizin koltuğunda izleyeceksiniz Dünya Kupası'nı...
Ey futbolcular, kulüp yöneticileri; bizi yıllardır mahkum ettiğiniz kısır futbol yüzünden bu kupaya da katılamadık. Sizler de Dünya Kupası'na daha büyük bir televizyon satın alarak hazırlanıyorsunuz değil mi?
Hani son zamanlarda moda oldu ya; rakip takım, şampiyonluğu kesinleşmiş diğer takımı, son maçında sahaya çıkarken iki yana dizilip tebrik ediyor. Cüneyt Hoca ve ekibi gelecek sezon ilk maçlarına çıktıklarında lütfen iki yana dizilip tebrik edin. Hatta elini öpün, elini...