Muhteşem Yüzyıl'cıların tarihi değiştirip Şehzade Bayezıt'ı savaş meydanında okla öldürebileceklerine zaten ihtimal vermiyordum. Nitekim, bizzat okçuluk öğrettiği yeğeninin attığı ok, Bayezıt'a sadece yara verdi ve onu 'dramatik akıbetinden' alıkoyamadı...
Bölümün en dokunaklı kısmı, baba Kanuni Sultan Süleyman ile oğul Bayezıt arasında haftalarca süren mektuplaşmaydı. Fırtınalı hislerini mısralara döken baba ile oğlun birbirlerine edebi değer içeren muazzam mektuplarla hitap ettiği anlar, ekran başındakilere duygusal anlar yaşattı.
Bayezıt, suçsuzluğunu dile getirip af dilemeye çalışırken, Kanuni ise oğlunun öncelikle tövbe etmesi konusunda ısrar etti. Bayezıt her fırsatta babasına duyduğu bağlılığı yakın çevresi ile yaptığı konuşmalarda dile getirirken, Osmanlı hanedanının baş düşmanı Şah Tahmasb'ın "Birlikte Payitaht'a yürüyelim, Kanuni'yi devirelim" teklifini "Bunu duymamış olayım" diyerek geri çevirdi. Ancak ne yaparsa yapsın, babası tarafından kaleminin kırılmasına engel olamadı.
Halit Ergenç ise Kanuni Sultan Süleyman rolünde büyüdükçe büyüyor. Diziyi bir kenara bıraktım, sadece onu bu rolde izleyemeyecek olduğum için Muhteşem Yüzyıl'ın bitmesini hiç istemiyorum.
Özellikle, Şehzade Bayezıt'ın savaş meydanında yaralandığını ama sağ kurtulduğunu haber aldığı anda Kanuni'nin o çelişkili ruh halini öyle güzel yorumlayıp bizlere öyle etkileyici bir tablo olarak sundu ki... Oğlu kurtulduğu için sevinsin mi, yoksa onu kendi elleriyle öldürmek zorunda kalacağı için üzülsün mü bilemedi. Yüzüne düşen o gölgeli ruh hali, Halit Ergenç'in enfes performansıyla bir oyunculuk resitaline dönüşüverdi.
İyi yazıldığından da olabilir, iyi yönetildiğinden de... Ya da oyuncular iyi seçildiği için olabilir... Sebebi her ne olursa olsun, Muhteşem Yüzyıl setine giren her oyuncu, en küçük rolü bile büyütüp yeşertiyor. Son örnek de Tahmasb rolündeki Sermet Yeşil oldu. Daha önce Leyla ile Mecnun ve Behzat Ç. dizilerinde izlediğimiz, Şubat dizisinde canlandırdığı 'Deli İbrahim' rolü nedeniyle isminin yanına uğurlu çentiğimizi attığımız Yeşil, ihtiraslı Tahmasb'ı müthiş bir cazibe ile ekranlara taşımasını bildi.
Eminim ki yıllar sonra Muhteşem Yüzyıl'ı, bir dönem dizisinden daha ziyade bir oyunculuk atölyesi ya da yabancıların deyimiyle 'workshop' olarak anımsayacağız.