Gündem eğer operasyon haberlerine kilitlenmiş olmasaydı, şimdi trafik canavarına kurban verdiğimiz üniversiteli gençlerin dramını konuşup tartışıyor olurduk. Ama ne yazık ki gençlerimiz bir kez daha 'gündemin daha önemli konuları arasında' kaynayıp gitti.
Neydi olay?
Niğde Üniversitesi öğrencilerini taşıyan araç, buzlu yolda kayıp kaza yaptı. 11 öğrenci öldü, 31 öğrenci yaralandı. Gelin görün ki; bu dehşet verici olay, haber bültenlerinin sonlarına, gazetelerin kuytu sütunlarına kaldı.
Oysa haberlere 'kaza' olarak yansıyan olayın 'öyle olmadığı', medyaya ta iki gün sonra yansıyabildi. Ben ise, kazaya bizzat tanık olan Ali Fuat Yanık adlı öğrencinin cumartesi günü köşemize gönderdiği elektronik posta sayesinde ayrıntılardan çok daha önce haberdar oldum.
İşte
kazaya şahit olan okurumuzun iddiaları:

SÖZÜN BİTTİĞİ YER
"Merhabalar Yüksel Ağabey, günlerdir gündemin neyle meşgul edildiği malum. Ama dün akşam öyle bir kaza yaşadık ki, insan canının ne kadar umursanmadığını bir kez daha görmüş olduk.
Niğde Üniversitesi öğrencileri olarak gittiğimiz Erciyes gezisi dönüşünde; iki yıldır hiçbir bakımının yapılmadığı, kış lastiği ve zinciri olmayan, taşıma belgesi bulunmayan bir midibüs, buzlu dağ yolunda aşırı hızdan dolayı kaza yaptı.
Telefon direği ve evin duvarına çarparak durabildi. Öğrenci arkadaşlarımız yaralı ve ölü bir şekilde yollara savruldu. Biz yardıma koşalım derken ikinci bir otobüs de yaralıların, ölülerin ve yardım edenlerin üzerinden geçti; canımızı zor kurtardık. 11 arkadaşımız öldü, 31 arkadaşımız yaralandı. İşte böyle bir akşamın sabahında, sizin gibi duyarlı bir gazeteci abimize yazmak, bu acıyı bütün Türkiye ile paylaşmak istedim.
Trafiğe çıkan araçların ne kadarı kontrol ediliyor, ne kadarı insan canına değer vererek ulaşım sağlıyor?
Yetkililerin, ellerini vicdanlarına koyarak gerekli işlemleri ve yaptırımları uygulamalarını istiyoruz. Söylenecek sözün bittiği yerdeyiz.
Vefat eden bütün arkadaşlarımıza başsağlığı, yaralı arkadaşlara acil şifalar, acılı ailelere Allah'tan sabır ve olayı benim gibi gören, hatta ölümden kurtulan arkadaşlarıma çok büyük geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Saygılar, sevgiler..."
Savcılarımızın, polislerimizin, hukukçularımızın; bu sıralar işlerinin başından aşkın olduğunun farkındayım. Ama birileri de bu kazayla ilgili iddiaları araştırmalı, soruşturmalı.
Medya, eğer 'gündemden' fırsat bulursa, yok yere yitip giden 11 canın hesabını da sormalı...
Eminim, kazadan etkilenen 50'ye yakın insanın aileleri, şu anda gazetelerin manşetlerini hiç ama hiç umursamıyordur.