Gazeteci meslektaşım İhsan Tunçoğlu, Kütahya'dan gönderdiği mektubunda bu kez de sunucu Pelin Çift'in, Okan Bayülgen karşısındaki olgunluğunun altını çizmiş:
"Yüksel Bey merhaba. 'Allah aşkına' başlıklı yazınızda 'Ateist bir kişinin sıkıştığında Allah'a sığınması' konularını yazmanızdan sonra tanıdıktanımadık dostlar bana teşekkür ederek 'Duygularımıza tercüman oldunuz' dedil.
Bence asıl teşekkürü size yapmak lazım. Zira halkın duygu ve düşüncelerine siz sütunlarınızı açıyorsunuz.
Yüksel Bey, sizin çok okunan ve sevilen bir yazar olmanızın temel faktörü de, okuyucuların sesine kulak vermeniz ve yansıtmanızdır.
Görüşlerine katılmasanız bile söz hakkı tanıyorsunuz. Yani katılımcı ve objektif bir anlayış sergiliyorsunuz. Bu da size başarıyı getiriyor.
Sayın Aytuğ, geçtiğimiz günlerde Show TV'de başlayan yeni yarışma programında jüri üyelerinden biri olan Okan Bayülgen'in üslubu ve davranışlarından rahatsız oldum. Diyalog şöyleydi:
Okan Bayülgen: 'Ben bu programın böyle olduğunu bilmiyordum, bana böyle söylememişlerdi. Böyle şey olmaz. Ben soruları okumam. Benim yerime 'Sunucu kadın' okusun. Neydi senin adın?
Sunucu: Pelin.
Okan Bayülgen: Soyadın ne?
Sunucu: Çift.
Pelin Çift'e karşı son derece istiskal edici (siz bilirsiniz de belki yeni nesil bilmez, 'hafife alma, küçük düşürme gayreti' anlamında) bir tavır içinde şık olmayan konuşmalar yaptı. Pelin Çift buna karşılık, sabırlı davrandı. Yüzündeki tebessümü ve nezaketini hiç bozmadı. Ama eminim ki, TV izleyicileri kendisini çok takdir etti. Okan Bayülgen'i de ayıpladılar. Pelin Çift eğer kendisini savunmak amacıyla Okan Bayülgen'e uzun cevaplar verseydi ve tepki gösterseydi, bu kadar etkili olamazdı."