Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Nimete saygı lütfen!

Televizyondaki bir çerez reklamı fena halde canımı sıkıyor. Evin haylaz çocuğu; bir borunun içine sıkıştırdığı çerezleri evin kedisine, kardeşinin bebeğine ve egzersiz yapan annesinin 'gerisine' üfleyip duruyor. Dedesi de bir ara çerez paketine dalan torunlarını uyarıyor(!): "Ama bütün cephaneleri yiyorsunuz!"
'Cephane' denilen, bildiğimiz mısır cipsi gibi bir şey. Yani nimet!
Onu boruyla üfleyip sağa sola fırlatmak eğlenceli görünebilir. Hatta bu reklam sayesinde çocukları market rafları önünde 'tahrik etmek', annelerinin eteğine sarılıp tutturmalarını sağlamak da pek mümkün. Ama gelin görün ki burası Türkiye... Reklam, insanların yerde gördükleri ekmek parçasını üç kez öpüp alınlarına koyarak yüksek bir yere bıraktıkları coğrafyada yayınlanıyor. Yani biraz daha özen gerekiyor.
Soruyorum; nimetin aynı zamanda 'cephane' olduğunu anlatan reklamlarla çocuklarımızı ekmeğin kutsallığına nasıl inandıracağız?

LAVABO KAN REVAN
Hazır söz 'irkiltici' reklamlardan açılmışken dört tanesinden daha söz edeyim:
Daha önce en az iki kez yazdığım bir kamu spotu var. Sigara içen insanın aort damarını silikon tüpü gibi sıkıp içindekileri çıkartıyorlar. Bırakın seyretmeyi, artık yazarken bile midem bulanıyor. Hadi sigara içenler için 'caydırıcı' rolü var diyelim.
Peki benim gibi içmeyenlerin günahı ne?
Bu eziyeti her yemek saatinde çekmek zorunda mıyım?
Bir de diş macunu reklamı var: Adam 'Hakk, tuuu' diye lavaboya tükürüyor. Kanlı tükürük, her seferinde sanki lavaboya değil, suratımıza yapışıyor.

VAMPİR ISIRIĞI
Benzer bir reklamda diş muayenehanesine gelen kadın, yeşil elmayı ısırıyor ve üzerinde vampir gibi kan izi bırakıyor. (Bu arada; iki parmağı ile elmayı kutuplarından tutmasına rağmen, elmada nasıl oluyor da dikey diş izi bırakıyor, orasını anlamış değilim. Bence kadının çenesinin 'tümden' toplanması lazım!) Sonuncusu, iğrençlikte tavan yapıyor. Düşünün ki sofradasınız. Tam tabağınızdaki yemeğe çatalınızı daldıracaksınız ki, bulaşık makinesi temizleme deterjanının reklamı ekranda beliriveriyor. O deterjanla temizlenmeyen makinenin içinden bir bulaşık kalıntısı çıkıyor ki, bizim Gayrettepe'nin tüm kanalizasyon atığı yanında Pamukkale'nin travertenleri gibi kalır! İşte o anda önünüzdeki tabak aniden gözünüzde klozete dönüşüyor. Çatalınız da tuvalet fırçasına... Hadi şimdi ye bakalım, yiyebilirsen...
İfadelerim, benzetmelerim biraz sert kaçmış olabilir. Ama artık isyanlardayım. Zarifçe uyardım, olmadı. Hafiften dürttüm; ı-ıh, aldıran yok. Geriye 'anlayacakları dilden' konuşmak kaldı. Verdiğim rahatsızlık için özür dilerim...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA