SHOW TV'nin yeni dizisi Adını Kalbime Yazdım'ın içindeki emek ve özen her karesinden anlaşılıyor.
Oyuncu kadrosu da son derece zengin. Deneyimliler ile O Ses Türkiye yarışmacısı Erkam Aydar gibi acemiler aynı potada 'kararında' eritilmiş. Daha önce en az dört dizide daha kullanıldığı için artık neredeyse her odasını, her penceresini ezberlediğimiz Mardin'deki şu meşhur konakta çekilmesine rağmen, o büyülü coğrafyayı gayet iyi kullanmış. Ama ben artık yeni bir şey söylemekte zorlanan 'ağalı dizilerden' fena halde sıkıldım.
Güneydoğu denilince insanların aklına her daim töre, şiddet, cehalet, kan, silah, gözyaşı gelmesine zemin hazırlayan 'beylik' diziler artık doz aşımı yarattı. Bölgenin tek sorunu sanki 'kan davası' imiş gibi, hep aynı konunun etrafında dönüp durmak, 'Eee, çözüm ne peki?' sorusunun cevabının yanından bile geçmeden sadece 'fotoğraf çekmek'; insanda 'samimiyetsizlik' duygusu yaratıyor.
Bir de... Gülse Birsel şu beylik ağa dizilerini Yalan Dünya'da bir güzel tiye aldığından beri; en koyu, en ağdalı sahnede bile beni bir gülme alıyor. Gözümün önünde hep Zahter canlanıyor. Galiba en çok Zahter'in adını kalbime yazdım...