Allah kimseyi bir başkasının iliğine muhtaç etmesin. Allah hiçbir kulunu, çaresizlik içinde ilik ve organ bağış listesine sokup donör beklemek zorunda bırakmasın. Okan Bayülgen'in Show TV'deki Çıplak Kafa programında, 7 yaşında ilik bekleyen Melis Akbaş'a donör (bağışçı) bulmak ve insanları ilik bağışı için kan örneği vermeye ikna etmesini izlerken ben de herkes gibi bol bol 'empati' yaptım.
Daha önce de lösemi hastası Gamze Akbaş için canlı yayınla kampanya başlatan ve başarılı olup Gamze'nin yeniden hayata dönmesini sağlayan Okan'a; hem duyarlılığı, hem de 'televizyonun sadece bir eğlence aracı olmadığını' kanıtladığı için teşekkür ediyorum.
Ancak program sırasında bir profesörün cümleleri arasına sıkışan bir ayrıntı, o andan itibaren zihnimi kurcalayıp duruyor. Programa canlı telefon bağlantısı ile katılan Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'ten, kan örnekleri üzerinde tıbbi çalışma yapılabilmesi için belediyenin olanaklarıyla maddi destek sağlanması adına bir fon oluşturması istendi. Ve denildi ki, "Şu anda elimizdeki 10 bin kan örneği, tetkik edilmeyi bekliyor." Yani, bu meselenin çözümü için sadece kan örneği vermek yetmiyor; o kanların laboratuvarlarda incelenmesi, ayrıştırılması için finans desteğine de ihtiyaç var.
GÖREV HERKESİN
Demek ki çözüm için iki yoldan aynı anda yürümek gerekiyor. Bir yandan insanları donör olmaya teşvik edeceğiz, diğer yandan örneklerin değerlendirilebilmesi için para bulacağız.
Bir de... Böylesine önemli bir programı reyting listesinde 74'üncü yapmayacağız!
(Kan örneği vermek isteyenler İst. Üni. Çapa Tıp Fak. Kemik Bankası'nı 0212 534 75 00'dan arayabilir.)