Yeni dizileri olabildiğince hoşgörü gözlüğüyle izlemeye çalışıyor; onlara belli bir süre 'avans vermek' amacıyla olumsuz yorumlar yapmamaya özen gösteriyorum.
Ancak ne kadar çabalasam da, atv'nin yeni gençlik dizisi Yüksek Giriş'e bir türlü ısınamadım.
Aynı apartmanda iki ayrı daire tutan, ikisi erkek, ikisi kız üniversite öğrencisinin komik(!) maceralarını konu alan Yüksek Giriş; ne yazık ki, ekrana bodrum katından giriş yaptı.
Can Bonomo'nun dört saniyeliğine 'Ce-ee' yaptığı ilk bölümde bekar evinin 'elektrikli ısıtıcının üzerinde çay demlenen, leş gibi bir yerden ibaret' sayılması, hikayeyi sığlaştırdı. Bugün gençlerin peşine takıldığı güncel komedi unsurlarının ve sokak mizahının yanından bile geçmeyen diyaloglar; bırakın 15 yaşındaki kızlar ile delikanlıları, benim için bile pek sıkıcı ve yavandı.
Buna aceleye getirilmiş montaj ve genç oyuncuların acemi halleri de eklenince; ortaya telafisi güç bir hayalkırıklığı çıktı. atv'ci dostlar da bu sonucu bekliyor olacaklar ki, Yüksek Giriş'i 23.00 sularına ötelemişlerdi.
İlk bölümün ardından ise bu köşenin emek düşkünü yazarına, Suna Keskin, Tuna Orhan ve Umut Kurt gibi kaliteli oyuncuların heba olan gayretlerine üzülmek kaldı.