Ekran yarışmalarla dolmuşken, sunucular birbiri ardına odalarımıza doluşmuşken; en iyi yarışma programı sunucusunu arayıp bulmak da 'vatandaşlık hakkı' haline geldi.
Kenan Işık'ı, İlker Ayrık'ı, İhsan Varol'u, Selçuk Yöntem'i şöyle bir kenara ayıralım.
Onlar zaten 'Sunucuların Şampiyonlar Ligi' üyeleri olarak bu köşeden yeterince övgü aldılar.
Gelelim yeni yarışmaların yeni sunucularının performanslarına...

MURAT SEREZLİ (Kapanmadan Kazanatv): Her geçen gün daha iyiye gidiyor. Teatral yeteneklerini kullanıyor ama 'yarışma sunucusunu oynamaya' da kalkmıyor. Tüm dillere hakim, hatta işaret diline bile. Daha ne olsun?
ÜNAL YETER (Arkandayız-Kanal D): Stüdyoya en çabuk uyum sağlayan sunucu. Sanki 40 yıldır bu yarışmayı sunuyormuş gibi. Üstelik son derece sahici ve mütevazı. Geçenlerde asıl meslekleri oyunculuk olan yarışmacılara ne dese beğenirsiniz:
"Sizler, hatta stüdyodaki seyirciler bile benden daha kariyerlisiniz! Yarışmadaki en acemi kişi benim."
SİNAN ÇALIŞKANOĞLU (Kapış Kapış-Kanal D): Bu kadar dinamik bir yarışmayı sunmak için sunuculuk yeteneği kadar fizik kondisyona da ihtiyaç var. Sinan şimdilik işi şahane götürüyor. Hem bu yoğun trafiği yönetmek, hem hazırcevap ve esprili olmak, hem de kontrolü yitirmemek öyle her babayiğidin harcı değil.
GUPSE ÖZAY (Rekorlar Dünyası- Kanal D): Konuşma tarzı ve abartılı mimikleri, Yalan Dünya'nın karikatürize tipi için cazip olabilir ama böyle bir yarışmayı sunarken antipatiye dönüşüyor gibi...
EZGİ MOLA (Çocuk Oyunu-Star): Eteklerinden iyi niyet akıyor. Tamamen sunucu performansına dayalı böyle bir yarışmayı sırtlayıp forse etmek için olağanüstü çaba harcıyor. Bu haliyle insanın içini burkuyor. Yine de bu kız, en az yarışmadaki bebekler kadar sempatik ve cana yakın.
ERTEM ŞENER (Biri Bizi Durdursun- Fox): Yanılmıyorsam, yarışma sunuculuğundaki üçüncü denemesi... Spor spikerliğini öyle beğeniyorum ki, yarışma sunuculuğunda da başarılı olmasını gönülden arzu ediyorum.
Ama 'her yerinden öpebileceğimiz' kıvama gelmesi için önünde uzunca bir yol var gibi.