Her yıl olduğu gibi bu yıl da Survivor ile yatıp kalktık. Yarışma sadece reytingleri değil, sanal âlemi de salladı.
Dost sohbetlerinin değişmez konusu, gazete ve televizyonların vazgeçilmez magazin kaynağı oldu. İlk günden beri favorim olan ve bu sütunlarda yüksek başarı şansını sık sık dile getirdiğim Hilmi Cem, kimsenin itiraz edemeyeceği şekilde, 'alnının teri, bileğinin hakkıyla' büyük ödüle ulaştı.
SİHİRLİ İKSİRİN FORMÜLÜ
Peki Survivor neden bu kadar çok izleniyor? Bunda Acun Ilıcalı'nın televizyon tecrübesiyle olgunlaştırdığı 'cast çalışmasının' büyük önemi var.
İşte Survivor'ı tiryakilik haline getiren o sihirli iksirin formülü:
Acun adeta bir yapımcının ya da yönetmenin dizisine oyuncu seçmesi gibi, önceden belirlenmiş karakterlere uygun insanları bulup, çıkarıyor.
Peki nedir bu karakterler?
Birkaç yakışıklı erkek, birkaç güzel kadın. Sporcu geçmişiyle tanınan bir-iki ünlü. Arızalı bir kadın, arızalı bir erkek.
Adada annelik ya da babalık rolüne soyunacak olgun bir kadın ya da erkek.
Bir adet bilge... Bir adet muzip... Bir adet mahallenin delisi... Bir-iki adet "Bunların burada ne işi var?" denilecek, acınacak kadar zayıf, narin ve nahif kızcağız ve kerametini sadece Acun'un öngörebildiği ama yarışma ilerledikçe sürpriz kişilikleriyle Survivor'a damga vuran sürpriz isimler...
Peki sadece 'kadro' yeter mi?
Yetmez tabii ki... Sihirli terkibin içindeki diğer 'baharatları' da sayalım:
Açlığın, sinirleri bozan o tehlikeli gücü devreye sokulacak.
Kıvılcımlanan rekabetlerin üzerine üzerine gidilecek. (Ama aslı reyting avcılığının sığ sularında karaya oturulmayacak. Gerekli yerlerde gerekli müdahaleler yapılıp seyircinin saygı ve güveni riske atılmayacak.)
SMS sayesinde yarışmacılarla izleyenler arasında 'organik bağ' kurulacak. İzleyen herkesin "Acaba şu anda orada ben olsaydım, ne yapardım?" deyip empati yapmasını ya da kendini yarışmacılardan biriyle özdeşleştirmesini sağlayacak ve izleyicinin sonuna kadar bu yolda yürümesine imkan verecek parke taşları döşenecek.
KİTLE YARATMAK
Göçebe bir toplumdan gelen, günümüzde de yer değiştirme yeteneği sayesinde hayatı hep gurbet ile sıla arasında geçen Türk halkının 'yurt özlemini' tetikleyecek dramatik unsurlar ihmal edilmeyecek.
İzleyicilerin, gönül verdikleri yarışmacıların fanatiği haline gelmesi için iletişim teknikleriyle örülü cazip platformlar oluşturulacak. Böylelikle, 'teenage' denilen, reklamveren için cazip kitle, kendini programa ait hissedecek.
300 kişilik ekip ve milyonlarca liralık ekipman ile kaz gelecek yerden tavuk esirgenmeyecek. Uçan kameralar, tekneler, uçaklar, lüks otomobiller, limuzinler vs. ile reytingin hakkı verilip her karenin ardından "Helal olsun" dedirtilecek.
Muhteşem ödüller, büyüleyici geziler, öyküye dahil edilen dünya starları ile izleyici sadece birkaç kişinin ıssız bir adadaki çekişmesine değil, kocaman bir rüyaya ortak edilecek.
Ancak Survivor'ın başarısının sadece 'hesap kitap işi' olduğunu iddia etmek de başta Acun olmak üzere tüm ekibe haksızlık olur. Hayatının tamamını 'doğaçlama' yaşayan Acun Ilıcalı'nın yaptığı işlerin başarılı olması biraz da bu tevekkülünün ve samimiyetinin bir sonucu olsa gerek...