Bazı filmler vardır; kendinden promosyonludur.
Yönetmeni sansasyoneldir, oyuncuları magazinin gözdesidir, yapımcısının medya ile arası iyidir vs... Bu filmler, öyle ya da böyle izleyici ile buluşmayı başarır.
Bir de yukarıdaki özelliklerin hiçbirini bünyesinde barındırmayan, 'doğuştan kadersiz' filmler vardır. Eğer izleyenler, izlemeyenlerin kulağına fısıldamamış, film 'fısıltı gazetesi şansını' da bulamamışsa; içindeki onca emek ve güzellikle beraber kaybolup gider...
Sinema diline büyük saygı duyduğum yönetmen Erden Kıral'ın son filmi Yük'ün aynı kaderi paylaşmasına gönlüm razı olmadığı için bu yazıyı kaleme alıyorum.
Tabii ki haddim değil ama niyetim; gerçek bir sinema emekçisine, çıktığı bu zorlu yolda yaslanabileceği naçizane bir değnek olmak.
Sadece yönetmene mi; yapımcıya da bir nebze moral, şevk ve cesaret verebilirsem ne mutlu bana.
Yapımcı Avni Özgürel, çok değer verdiğim bir gazeteci dostum. Şimdi, sinema gibi son derece çakıllı bir yolda yürümeye karar verdi. Eğer bu film başarılı olursa, Türk sinemasında büyük sansasyon yaratacağına inandığım Turgut Özal filmi için güç ve moral kazanacak.
MÜKEMMELİK ÖDÜLÜ
Yük, aslında bizim medyamızda fazla yer bulmamasına rağmen şimdiden sinema dünyasının ilgisini çekti bile.
Adana Film Festivali'nde Film-Yön tarafından En İyi Yönetmen, Ankara Film Festivali'nde En İyi Görüntü ve uluslararası prömiyerinin yapıldığı Boston'daki Türk Filmleri Festivali'nde ise Türk Sineması'nda Mükemmellik Ödülü'ne layık görüldü.
Filmin başrollerinde; dört yıl önce Antalya Film Festivali'nde ilk filmini görüp bu köşede adından uzun uzun söz ettiğim ve bugüne dek ortaya koyduğu performansıyla yüzümü hiç kara çıkarmayan Nadir Sarıbacak ile dizilerde en zorlu rollerin altından başarıyla kalkan Tülin Özer ve Tansu Biçer var.
Film; pek çok Erden Kıral filmi gibi izleyiciye kendi içinde bir vicdan ve ahlak sorgulaması yaptırıyor. Arkadaşının ölümüne neden olan Cemal, kaçarak bir madene saklanıyor. Ölen adamın kardeşi Cumali ise ağabeyinin intikamını almak için onun ardından madene iniyor. İkisinin ortak paydası Zeynep; Cemal ile evli ama geçmişinde Cumali ile aşk yaşamış bir kadın...
Filmin en büyük özelliği ise; başroller dışındaki tüm oyuncuların, madende gerçekten çalışanlardan ve onların ailelerinden oluşması.
Erden Kıral, "Bugüne kadar yaptığım en iyi reji" deyince, bu filmi köşemde tanıtmak farz oldu.
Zira gönlüm, tıpkı madenciler gibi onların hikayesini anlatan filmin de gün ışığı göremeden heba olup gitmesine razı değil. 26 Nisan'da vizyona girecek film, sezona veda için biçilmiş kaftan.
Aynı zamanda gişe filmifestival filmi ayrımını yok etmek için de son bir şans...