MEDYA takip ajanslarından Interpress'in yaptığı araştırmaya göre; yeni yılda Türk televizyon tarihinde bir ilk gerçekleşmiş; ilk kez ekrandaki tartışma programlarının sayısı (88), dizi sayısını (74) geçmiş...
Demokrasiden, özgürlüklerden, fikirlerin serbestçe tartışılmasından, çok seslilikten yana biri olarak bu durumu memnuniyetle karşılamak istiyorum. Ama kafamı meşgul eden soru işaretleri de yok değil.
Acaba tartışma programlarının sayısının artması, televizyon sektörüne hakim olan bir 'zorunluluktan' kaynaklanıyor olabilir mi? Malum, program hazırlamanın ve yayınlamanın en ucuz ve en zahmetsiz yöntemi; bir sunucu ve iki konuğu bir masanın etrafına toplayıp saatler boyunca konuşturmaktır. Acaba tartışma programlarının sayısının artması, bu 'çaresizliğin' bir yansıması olabilir mi? Ya da birbirinin benzeri senaryolar yüzünden, aynı dizi karakterlerini izlemekten sıkılan seyirci; rotayı izlemesi daha cazip olan 'teatral yorumculara' çevirmiş ve bu, talep patlamasına yol açmış olabilir mi? Bir başka olasılık ise izlenecek 'mesel'den ziyade, tartışacak 'mesele' sahibi olmamız mı? Bence her yönüyle tartışmaya açık bir istatistik...