Kadın derneklerinin yerinde olsam; Taksim'e çıkar, Muhteşem Yüzyıl dizisini protesto ederdim... Meğer Osmanlı İmparatorluğu'nun önce duraklamasına, sonra gerilemesine sadece kadınlar sebep olmuş(!)
Dizide anlatılanların ne kadarı tarihi gerçeklere dayanıyor, ne kadarı senaryo için uydurulmuş hikayeler, bu konuda bir netlik yok ama eğer anlatılanlar doğru ise o dönem memleketin idare edilmesinin önündeki tek engel, haremdeki kadınlarmış!..
Baksanıza, Hatice ile Şah Sultan; Şehzade Mustafa'yı babası, Kanuni Sultan Süleyman'a karşı nasıl da dolduruşa getiriyorlar?
Sırf düşmanları Hürrem'den intikam almak için baba ile oğlun arasını nasıl da açıyorlar?
Bu konuda çaba harcayan tek kişi de kendileri değil. Hürrem alttan alta ateşe odun atıyor.
Zaten Kanuni'yi kader arkadaşı Pargalı İbrahim'den türlü entrika ile soğutan, sonunda onun boğdurulmasını sağlayan da Hürrem değil miydi?
Evet, Pargalı da hırsının 'ihtirasa' dönüşmesine engel olamamış, çoğu zaman zaaflarına yenik düşmüştü. Ama tıpkı Şehzade Mustafa'nın dediği gibi; Roma seferinde ordunun başında Pargalı olsaydı, zafere ulaşmak zor olmayacak, belki de dünya tarihi yeniden yazılacaktı.
Mihrimah'ın gönül oyunlarına tüm saray çalışanlarını alet etmesini, Nigar Kalfa'nın entrika ve laf taşıma konusunda kalfalıktan kısa sürede 'ustalığa' terfi etmesini, hareme giren tüm cariyelerin iki cümle ile birer kiralık katile dönüşmesini saymıyorum bile...
Muhteşem Yüzyıl'a bakacak olursanız; Harem'deki hemen her kadın 'çocuklarının anası' olmaktan ziyade 'kötülüklerin anası' olmaya soyunmuş!