İŞTE bir sezon finali daha..
Bu kez bizimkisi... Her yıl olduğu gibi Yakından Kumanda'nın pillerini şarj etme zamanı geldi.
Her gün 15 saat pür dikkat ekran karşısında olmak, not tutmak, kayıt yapmak, sabahlara kadar o kayıtları izlemek, ertesi gün elde telefon yapımcılardan, kanal yöneticilerden istihbarat sağmak, set dolaşmak, galaları takip etmek, yüzlerce okur mektubunu okuyup yanıtlamak, ekrandaki her yeni diziyi, programı yorumlamak, bunları eleştirirken kalp kırmamak, adalet terazisini daima dengede tutmak kolay değil.
Ama zaten kimin işi kolay ki?
Allah'a şükür, bu yıl da bu köşede 'Yazarımız rahatsızlığı nedeniyle yazamamıştır' ya da 'Yazarımızın yazısı seyahatte olduğu için elimize ulaşamamıştır' şeklinde bir ibare okumadınız. Peki hiç hasta olmadım mı, seyahate çıkmadım mı?
Tabii ki rahatsızlandım da, seyahate de çıktım. Hatta bu yıl ömrüm yollarda geçti; geçiyor.
Ama iki elim kızıl kanda da olsa yazdım. Yazdıkça iyileştim, yazdıkça uzaklar yakın oldu.
Hem de yarım gazete sayfasına tekabül eden 8 bin 500 vuruş uzunluğunda, fotoğraflı fıkralı, incikli boncuklu, kutulu, kenar süslü yazılar.
Giderek uzattığım bu peşrev faslından da anlayacağınız üzere yazarınız bir süreliğine firar ediyor. Herkese iyi Ramazanlar. Sağlıcakla kalın...