Bir televizyon dizisi, tiyatro sanatını ancak bu kadar korur, kollar, onore eder. Star'daki Hayatımın Rolü dizisinden söz ediyorum.
Haluk Bilginer'in muhteşem bir performansla canlandırdığı Müşfik, eşinden ayrılmak zorunda kalıyor. Karısı, ayrılık sebebini şöyle açıklıyor: "Ben iç mimar olarak gördüğüm lüks evler karşısında çok üzülüyorum. Biz de öyle evlerde yaşayabilir, çocuklarımızı yabancı ülkelerde okutabilirdik.
Ama sen Hamlet oynayacağım diye dizi ve reklam tekliflerini hep geri çevirdin..."
Bu repliği bir televizyon dizisinde kolay kolay duyamazsınız. Kimilerinin "Bindiği dalı kesmek" olarak niteleyebileceği bu tavır, aslında tiyatro sanatına gönülden bir saygı duruşu değil de nedir?
Tiyatronun bir dizi yoluyla taçlandırılması bu diyalogla da sınırlı değildi.
Müşfik, haftada bir gün çocuklarını alıp dışarı çıkarabiliyordu. O geceyi tiyatroya ayırdı. Çocukları birer birer merdivenlerden inerken, Müşfik onlara minnetle baktı: "Tiyatroya giderken hepinizin bu kadar güzel giyindiğini, kıyafetine, saçına, başına bu kadar özen gösterdiğini görmek beni nasıl mutlu etti anlatamam..."
Bu harika mesaj da bir tiyatrosever olarak beni çok mutlu etti. Yazanın, oynayanın yüreğine sağlık...