Biliyorum; sevgili Ayşe bu yazıya da kızacak, üzülecek çünkü özel hayatıyla ilgili yorumlanmak, sorgulanmak istemiyor. Kendi kendine kalmak istiyor. Yüreği ile beyni arasına üçüncü şahısların girmesi ağırına gidiyor. Son derece doğal bir tepki. Ama unutmamalı ki, o da daha önce insanların özel yaşamıyla ilgili köşesinde pek çok yorum ve tavsiye kaleme almıştı.
Ne yazık ki günümüzde insanlar sorunlarıyla her zaman baş başa kalamıyor. Hele ünlüyse...
ASLAN YÜREK LAZIM
Beni bu olayda ilgilendiren tek konu; Ayşe'nin, annesi Oya Germen'e kızması, küsmesi... Ayşe'nin içinde bulunduğu ruh hali nedeniyle tepkisini bir yere kadar anlayışla karşılayabilirim ama annesini 'bir kalemde' silip atmasını kabullenemem.
Klişe bir ifade olacak ama Ayşe bunu ancak evlat sahibi olduğunda anlayacak.
Tabii ki ben de 'annelik' duygusunu yaşamadım. Ama bir annem var. Onun gözünde hâlâ nasıl 'korunmaya muhtaç bir çocuk' olduğumu her fırsatta görüyor, yaşıyorum. Bebeklerini korumak için bir farenin kediye saldırdığına şahit olmuştum bir seferinde. O zaman anladım, 'anneliğin' nasıl bir 'aslan yürek' gerektirdiğini.
Oya Germen de aynı annelik refleksini gösterdi. Evladının eleştirildiği, sorgulandığı, gözyaşı akıttığı aynı yerde, yani 'ekranda' savunmak istedi onu, tüm aslan yürekliliğiyle...
Git annenin elini öp Ayşe'cik... Bir aslanı ta yüreğinden öper gibi...