Önce dilimi ısırayım, sonra söyleyeyim: Çıplak Gerçek dizisi olmuştur, tamamdır ve izlenir.
Artık biliyorsunuz, diziler konusundaki öngörülerim pek tutmuyor.
Beğendiğim pek çok dizi, kısa sürede yayından kalkıyor. (Nasıl olduysa İşler Güçler'i tutturdum!)
Bu nedenle bir dizi için olumlu görüş bildirirken korkuyorum. Ama Çıplak Gerçek'i sevdim. İnsanı farkında olmadan içine alan garip bir çekim alanı var.

OYUNCULUK MÜTHİŞ
Dizinin parlamasının en büyük nedeni ise özenle seçilmiş oyuncu kadrosu. Yetkin Dikinciler'i oynadığı her filmde, her dizide ayrı sevdim. Bu kez de etrafı aile sorunlarıyla çevrelenmiş 'Komiser Galip'i öyle doğal ekrana taşımış ki...
Derya Alabora, kızı kaybolan bir annenin yaşadığı telaş, kaygı, sorumluluk, pişmanlık duygularını ekran başındaki insana hemen geçiriveriyor. Üvey babayı oynayan Cem Bender daha ilk bölümlerden herkesin kafasında "Bu adamın içinde başka bir adam daha var" hissini yarattı. Zaten karakterin amacı da buydu. Ama gerçek babayı oynayan Mustafa Uğurlu'yu ayrı bir yere koymak lazım. Rolün içine girmemiş de sanki karakteri fırça ile üzerine sürmüş. O kadar gerçek duruyor...

AKILLICA BİR YÖNTEM
Bir dizinin senaristinin, aynı zamanda yönetmeni olması büyük avantaj. Duyguların, ifadelerin ekrana taşınabilmesi için aracıya gerek kalmıyor. Ümit Ünal bu yüzden şanslı. Tek handikabı, dizinin daha önce atv'de yayınlanan Kızım Nerede? ile büyük paralellikler taşıması.
Diziyi sevmeme sebep olan faktörlerden biri de sadece 45 dakika sürmesi. Hele ilk bölüm reklamsız ekrana getirilince tadına doyum olmadı.
Star yöneticileri akıllı bir yöntem daha uyguladı. Bilirsiniz; karakter ve hikaye tanıtımı nedeniyle ilk bölümler pek durağan ve yavan olur. Dizinin ilk bölümünün ardından hemen ikinci bölümünü yayınladılar ki, öykü, izleyiciyi daha bir sarsın.
Kim akıl ettiyse, tebrikler.
Bu arada kaybolan kız Hazal'ı oynayan Beste Kökdemir'in seslendirdiği şarkı da kısa sürede müzik listelerini zorlayacaktır. Her ne kadar içinde "Yeni bir elbise gibi güzeldir ölmek" tarzında tahrik ve tahrip edici sert sözler barındırsa da şarkı en az dizi kadar tutacaktır.
Redd grubunun bas gitarcısı Doğan Duru'nun yaptığı müzikler de tıpkı oyuncuları gibi öyküye 'cuk' oturmuş.