Önce benden duymuş olun: Efsane geri dönüyor!
'Efsane' dediğim, ekranlardaki şaka programlarının babası Çetin Çiftçioğlu.
Bir dönem yaptığı televizyon şakaları ile fenomen haline dönüşen, vatandaşın saflığını, adam sendeciliğini, duyarsızlığını ve körü körüne itaatkarlığını şakalarıyla yüzümüze vuran Çiftçioğlu; yeni programıyla TRT ekranlarında olacak.
Çiftçioğlu'nun şakalarının özelliği, 'el değmeden' hazırlanıyor olması. Yani bazı şakacıların yaptığı gibi, ortada bir danışıklı dövüş yok. Olan biten her şey yüzde 100 gerçek.
Çiftçioğlu'nun yıllar önce yaptığı bir şakayı ise asla unutamıyorum. Kaptan kıyafeti ile arabalı vapur yolcularını karşılıyordu. Elindeki paletleri ve şnorkelleri yolculara dağıtıp "Bugün Boğaz trafiği biraz yoğun. O nedenle su altından gideceğiz. Bunları giymeniz lazım" diyordu. Bizim gariban vatandaş da takım elbisesinin üzerine uslu uslu şnorkel ve paletleri giyiyordu...
İNANILIR GİBİ DEĞİL
Çiftçioğlu yeni programı için şimdiden birkaç bölümü yedekledi bile... Yaptığı şakalar içinde hepimizi hayrete düşüren inanılmaz senaryolar var.
Bizimki, Haliç Bilgi Üniversitesi ile Silahtarağa semti arasında bulunan derenin üzerindeki tarihi Silahtarağa Köprüsü'nü özelleştirmiş. Köprü üzerine 'AB Uyum Yasaları kriterlerine göre bu köprü özelleştirilmiştir' tabelasını asmış. Köprünün başına da "Bundan sonra bu köprüden makbuz karşılığı para ödenerek geçilecektir" diyen, sözde AB temsilcisini dikmiş. Parayı kuzu kuzu ödeyenler olmuş. Vazgeçip geri dönenler, "Ben de yüzerek geçerim" diyenler ve tabii reddedenler de varmış. İtiraz edenlere ise bizim AB komiseri (!) "Buyurun efendim. Sizin memleketinizde hukuk sistemi yürümüyor. Gelin bizim AB mahkememize itirazınızı yapın" demiş.
İnanmayacaksınız ama düzmece mahkemeye çıkıp savunma yapmışlar. Salonun dekorasyonunu Çiftçioğlu'nun ahbabı olan Bolu Göynüklü bir marangoz üstlenmiş.
Mahkeme heyeti mi? Başkan Çetin Çiftçioğlu, hakimler ise; lokantacı Süleyman, aşçı Hüseyin. Kaportacı Sabahattin'in karısı ise daktilograf. Yine inanmayacaksınız, Bilgi Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrenimi gören bir şakazede tam 7 dakika boyunca ciddi ciddi savunma yapmış. Ve onun gibi tam 6 kişi daha...
Kim demiş Sülün Osman tarih oldu diye?
BU KADARINA PES! ŞAKA
ŞAKA 2: Çiftçiooğlu, havaalanlarında gördüğümüz x-ray güvenlik cihazlarından alıp Sirkeci'deki Altınhan'ın arka çıkış kapısına yerleştirmiş. Başına da iki hanım görevli oturtmuş. Kapıda kocaman bir tabela: "Bu bölge AB tarafından pilot bölge seçilmiştir. AB kriterlerine göre çıkış yapan herkesin bu cihazdan geçmesi gerekir..." Tam 6 kişi cihazın içinden geçmiş. Dikkatinizi çekerim, güvenlik kapısından değil, şu çantaların içini gösteren cihazın içinden geçiyorlar!
Çiftçioğlu daha sonra cihazın içinden geçenlerin yorumlarını almış: "AB'ciler görsün işte, AB'ye girmek için nelere katlanıyoruz" diyen mi ararsınız, "Bu sefer de bizi AB'ye almazlarsa, kendi bilecekleri iş. Ondan sonra biz hayır diyeceğiz" diye söylenenler mi... Vallahi AB raportörleri bu 'gönüllülüğümüzü' görse, bizi yarın AB'ye alırlar!
ŞAKA 3: Şakacımız, Mimar Sinan'ın bir çocukla yaptığı 'minare eğri' esprisinden yola çıkarak, Eyüp'te bir parkta bulunan fabrika bacasına halat bağlıyor. Yoldan geçenlere de "Şu halatı biraz çeker misiniz? Eğri bacayı düzeltmemiz lazım" diye ricada bulunuyor. Bacanın yüksekliği 50, çapı 10 metre...
Çiftçioğlu'nun ricasını geri çeviren olmamış. Tam 2 buçuk saat boyunca vatandaş seferber olup halatı çekiştirmiş!
Görünen o ki, Şakacı Çetin'in yaptıklarına yine kahkahalarla güleceğiz. Gülerken de kafamızı kaşıyıp düşüneceğiz.