Bir konuyu atlıyoruz. Az veya çok, vaktinden önce biten dizilerin de izleyicileri var. Okurumuz Şehri Çabuk da, bağlandığı dizisinin erkenden bitmesine isyan edenlerden:
"Merhaba Yüksel Bey, oltaları atıp ağları edalı bir şekilde denize bırakmaya benzettim, bugün diziler için yayınlanan fragmanları.
Dizi kalitesi neye göre belirlenir? Kavga, tecavüz, silah sesleri... Bunlar mı dizinin çok izlenmesini sağlar; haftanın ilk beşine girince dizi alkış alır? Ayrıca her evde reyting ölçüm cihazı var mıdır? Kafam çok karışık bugünlerde...
Geçen yıl birkaç kez, dizi setinde çekim izlemiştim. Bir yudum çay içimi kadar kısa sürecek sahnenin, saatlerce devam eden çekimlerle gerçekleştiğine şahitlik ettim.
Saniyelik sahneler için yönetmen saatlerce yeniden, yeniden 'Motor' demişti. Ve kamera arkasında emek veren onlarca kişilik set ekibi, bıkıp usanmadan, yorgun argın, en iyiyi yakalamak için sürekli efor sarf edip duruyordu. Benim her yıl seyrettiğim sadece bir dizim olur, onu da reklam aralarında dahi kanal değiştirmeden izlerim.
Bu yıl Yalancı Bahar'la başladım fakat sevdiğim ama reyting alamayan, emek dolu dizim 'final' yapacakmış.
Üzgünüm,emekler reytinge kurban gidecekmiş. Bu duyum beni haliyle çok üzdü. Bu konuda bana katılan diziseverler mutlaka vardır.
Her sezon kendimize yeni bir dizi seçerken reyting nedeni ile yayından kalkar mı diye korkumuz hep olacak.
Oysa Yalancı Bahar'ı izlerken oyuncuların ne kadar istekli olduklarını algılamış, tüm ekibi benimsemiştim.
Dizinin yapımcısı, yönetmeni, oyuncuları bu kadar profesyonelken, konusu izleyiciyi boğmadan devam ederken 'final' haberine hâlâ iç çekiyorum... Dizime sahip çıkmak adına yazıyorum: Şimdi benim ve benim gibi Yalancı Bahar seyircisinin duygusal olarak söz hakkı yok mu?
Yüreğimden gelen sözü, sizin aracılığınızla aktarmak istiyorum: Seni ben sevdim Yalancı Bahar... Lakin benim ve benim gibi seni sevenlerin söz hakkı ve seni izleme hakkı yokmuş maleesef, hüzünlüyüm."