Vay, vay, vay! Beni defile izleyen Kıvanç Tatlıtuğ hallerine sokan, geçen akşam ilk kez yaşadığım 3D televizyon izleme deneyimim oldu.
Efendim, Samsung Smart TV ile National Geographic kanalı el ele verip muhteşem bir uygulama başlattı. Hafta içi her gün 22.40'ta, pazar günleri ise 19.45'te 3D; yani üç boyutlu görüntü tekniği ile belgesel yayınlanıyor.
Ama bunun için televizyonunuzun bu teknolojiye uygun olması gerekiyor. Ayrıca özel bir dijital kutu ve yine üç boyutlu dijital gözlüklere ihtiyaç var.
Eğer bir de evinizde tiyatro ses sistemi varsa, aman aman...
Önceki gece National Geographic kanalındaki Büyük Yıkımlar adlı belgeseli 3D ile izledim. Brezilya'daki eski bir stadın uzman yıkım şirketi CDI tarafından patlayıcılarla yıkılması konu ediliyordu. Görüntüler ve izleyiciye yaşatılan duygular öyle gerçekti ki, adamlar kameraya bakıp konuşurken üstümü başımı düzeltmek, ayaklarımı puftan indirmek ihtiyacı hissettim. Hani neredeyse çalışan işçilere "Çay filan, bi arzunuz var mı arkadaşlar?" diye soracaktım.
Vizontele filminde köylülere diyorlardı ya, "Artık Zeki Müren'i evinizde göreceksiniz" diye.. Köylüler soruyordu, "Zeki Müren de bizi görecek mi?" Benimki işte o hesap...
Sonra yıkım sahneleri başladı. Üzerime sıçrayan (!) taş parçalarından korunmak için iki kez koltukta tam siper oldum.
Yıkım esnasında tribünlere yerleştirilen kameralarla, sanki enkaz altında kalmış hissi yaşadım ve o an depremzedelerin neler hissettiğini az çok anlayıp büyük bir dehşete kapıldım...
Şimdi beni daha da uykusuz geceler bekliyor. Her akşam National Geographic'e kilitleneceğim.
Asıl izleyip kritik etmem gereken programları ise kaydederek, sabaha kadar gözkapaklarımı kürdanla destekleyip seyretmek zorunda kalacağım...