Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Mevlana'yı da taşerona devrettik

Eğer bizdeki tarihi ve kültürel öykü hazinesi bir başka ülkede olsaydı, tüm dünya o ülkenin sinemasından başkasını izlemezdi. Ama gelin görün ki bütün hazinelerimizi elin adamlarının emrine veriyoruz. Çanakkale Savaşı'nı bile 'Gallipoli' diye izlemedik mi?
Yeşlçam'ın kısıtlı imkanlarıyla kotarmaya çalışılan o mütevazı İstanbul'un Fethi filmini saymazsak, dünyada yeni bir devrin açılmasını sağlayan büyük fethi sinema filmine dönüştürmek 2010 yılında aklımıza gelmedi mi? Çekimleri süren dev bütçeli Fetih 1453 filmi umarım tüm beklentileri karşılar.
Ama gönül istiyor ki, şöyle dört başı mamur bir Kurtuluş Savaşı filmi çekip tüm dünyaya gururla gösterelim. New York'ta, Londra'da, Paris'te, Roma'da, Berlin'de, Sidney'de, Kahire'de, Kudüs'te aynı gün muhteşem galalar yapalım. Ya da Dumlupınar denizaltısının, Ertuğrul fırkateyninin, Kocatepe muhribi dramının filmlerini yapalım.

VİETNAM'I EZBERLEDİK AMA...
Ya Kıbrıs Harekatı? Elin Amerikalısı bize Normandiya'yı filmleriyle, dizileriyle ezberletti.
Tarihin en büyük ikinci çıkartma operasyonu olan Kıbrıs Barış Harekatı, en az onlar kadar görkemli bir filmi hak etmiyor mu? (Bırakın filmini yapmayı, harekatın gerçek görüntülerini bile arşivleyemeyip kaybettik.) Kıyamet, Avcı, Müfreze filmleri belleklerimize Vietnam Savaşı'nı kazımışken, bizler Kore gazilerimize nasıl sırtımızı döneriz?
Ayakkabısı olmayan Güney Koreli silah arkadaşına, kuru otlardan çetik ören Mustafa Çavuş neden Rambo yerine sinemanın yeni kahramanı olmasın? Hepimiz, Schindler'in Listesi filmini ezberlemişken, Yahudileri, Nazi zulmünden kurtarmak için kendi hayatını riske eden Büyükelçi Behiç Erkin'den dünyada kaç kişinin haberi var?
Ya her biri birbirinden değerli tarihi şahsiyetlerimiz?
Bütün dünya Ghandi'yi, Mandela'yı sinema filmleriyle tanıyıp yüceleştirirken; hâlâ bir Atatürk filmi çekemeyenler, gidip Anıtkabir'deki anı defterini hangi yüzle imzalıyorlar?
Demokrasi şehidi Adnan Menderes'in dramatik öyküsünü film yapsanız, Amerikalı da, İngiliz de, Alman da aynı duygularla izlemez mi? Âşık Veysel'in hayat hikayesi, ayıla bayıla izlediğimiz Bir Yıldız Doğuyor filmini geçmez mi?
Ey Kültür Bakanlığı! Bu konularla ilgili proje üretmek; fikirlere, girişimlere destek sağlamak başlıca göreviniz değil mi? Neredesiniz?
İçimi burkan son haberi Zaman'da okudum.
Mevlana'nın yaşam öyküsünü anlatan, yazar Sinan Yağmur'un kaleme aldığı Aşkın Gözyaşları Mevlana /Şems-i Tebrizi adlı kitabı, beyaz perdeye aktarılıyormuş. Filmi Hollywood'lu yönetmen Roger Christian çekecekmiş. Filmde Şems'i, Cennetin Krallığı filminde Selahattin Eyyübi'yi oynayan Ghassan Mesut canlandıracakmış.
Yani görünen o ki, Mevlana'yı da taşerona devretmişiz.
Yahu yok muydu memlekette Mevlana'nın ruhunu kavrayabilmiş Türk yönetmen? Yok muydu, Şems'i, Mevlana'yı gönlünde yeşertmiş bir Türk oyuncu?

BU KADARI BİLE MUCİZE
Neyse bu kadarına da şükür. Ekrandaki bazı kerameti kendinden menkul tartışma programlarında 'Mevlana İslam'a hizmet etti mi, etmedi mi?' tartışmasının sürdüğü ortamda, birilerinin Mevlana'nın felsefesini anlatmayı düşünmesi bile mucize.
O Mevlana ki; 700 yıl önce söyledikleri, şimdi Uzakdoğu'nun Karma felsefesi diye yutturulup milyonları peşine takıyor. Ruhunu arıtmak isteyen insanlar; Konya şuracıktayken, ta Tibet'e gidiyor...
Eminim, Mevlana bu filmde doğru anlatılırsa, Batı'da giderek yükselen İslam fobisine de merhem olacak. İnsanı sevmenin, Hakkı tanımanın, barışa sevdalanmanın formülü öğrenilecek.
Ahhh, ah... Norveç'i kana bulayan o sapık, eline silah almadan önce keşke Mevlana'nın Mes-nevi'sinden iki satır okuyabilseydi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA