Tatilde hiç televizyon izlemedim dediysem de arada bir şöyle gözümün ekrana kaydığı da oldu tabii... Yarışmalar arasında en beğendiğim, TRT'nin Yıldızım Sensin programı oldu.
Bir kere seçimler çok başarılı. Adayların tamamına yakını TRT gibi bir ekranda yarışacak yetenek ve niteliğe sahip gençlerden oluşuyor. Hem sesleri güzel hem de eğitimleri ve aile terbiyeleri ile kurumu temsil edecek özelliklere sahipler.
Sadece tek bir müzik türüne takılı kalmayıp tüm müzik branşlarını kapsaması ise hem yarışmacılara hem de ekran başındaki izleyicilere özgürlük sunuyor. Yarışmayı pop müzik seven de izliyor, halk müziği ve sanat müziği seven de...
Böylelikle değişik beğenilere sahip olanlar, 'öteki' müziklerden de haberdar oluyorlar. (Şehirlerarası seyahatlerimde sürekli TRT FM dinlemem bundandır. Bir pop şarkının arkasına bağlanan türkü, ondan sonra nicedir dinlemediğim bir alaturka eserin gelmesi beni mutlu eder. Pek çok kişi bunu müzik zevkimin gelişmemesi şeklinde yorumlayabilir. Ama bana göre kulağa ve gönüle hitap eden her tür müzikten aynı keyfi almak, en rafine müzik zevkidir.)
Sunuculuğu Bay J'den devralan İrfan Kangı ise sanki en başından beri bu programı sunuyormuş gibi rahat ve trafiğe hakimdi.
Yarışmanın ilk haftasında jüri bulunmamasını yadırgamıştım. Pek çok kişi gibi benim de jüri geyiklerine alışkın gözlerime ekran fazlasıyla boş gelmişti. Sonra konuk jüriler ile durumu kurtarmaya çalıştılar. Eğer bu yarışma, hem bilgi hem de renk katacak 'klas' bir jüri ile desteklenmiş olsaydı, yaz ekranının en başarılı, en sükseli programı olabilirdi.