Kurtlar Vadisi'nde dördüncü konsey de kuruldu. Önce Kurtlar Konseyi vardı. Sonra İhtiyarlar Meclisi'ni tanıdık. Ardından Polat, mafya babalarıyla beraber kendi konseyini oluşturdu.
Şimdi de derin devletin adamı Ersoy Ulubey, 'kendi devletini' oluşturmak için bir konsey kurdu.
Vallahi tarihimiz boyunca başımızdan geçen bunca darbede bile bu kadar çok konsey yoktu!
Bu arada Abdülhey ve Memati'nin bana göre Polat'ın terazisinde artık hiçbir ağırlığı kalmadı. İkili, bu kez de aşiret reisi Haşim'in tek oğlunu yanlışlıkla öldürdü.
Haşim de bunun üzerine intikam için, şüphelendiği Baba Memduh'un oğlunu öldürdü.
Yani eğer üçüncü dünya savaşı çıkarsa, bilin ki Abdül ile Memati'nin yüzündendir! Tsunami, bunların yanında kahvenin köpüğü kalır. Eskiden bu ikisine 'süper kahraman' gözüyle bakılırdı. Şimdilerde 'çizgi film kahramanına' dönüştüler. Bence artık Şimon Perez'i kulağından tutup, Polat'a getirseler bile durumu kurtaramazlar...
Diğer yandan son bölümde 'tarihi' bir an yaşandı. Soğuk, donuk, suratsız Abdülhey, doktor hanıma şaka yaptı! Ben 1 Nisan'a yordum... Tam arifesindeydi çünkü...
Vadi'de bir dublaj sıkıntısı da yaşanıyor. Malum, diziye Haşim Ağa karakteri ile katılan değerli bir oyuncu var. Adı, Şahin Çelik... Ama Çelik aynı zamanda dizinin bir başka karakteri Aron Feller'i de seslendiriyordu. Bu hafta her ikisinin de rolü olunca, ortaya tuhaf bir durum çıktı. Şimdi daha tuhafını bekliyorum: Haşim Ağa ile Aron Feller'in karşılaşmasını...