Köşemize 'Füsun Füsun' mahreciyle mesaj gönderen okurumuzun tespitleri, pek çok izleyicinin hislerine tercüman olacak cinsten: "Sayın Yüksel Aytuğ, size hemen her dizide tekrar edilen ve artık görmek istemediğim klişelerden bahsetmek istiyorum. 1- İki kız kardeş ya da erkek kardeş aynı kişiye âşık olmasın. Bu aşk türünün ana-kız ya da baba-oğul aşkları gibi farklı versiyonları da ortaya çıktı. Bu tür aşk hikayesi yakın zamanda önce Yaprak Dökümü'nde vardı, sonra tutunca hemen her dizide kullanıldı. Ama artık yeter! 2- Dizilerde havuzlu villada oturan, magazin basının dikkatlice izlediği, parasal gücünü tehdit ya da birilerini susturmak için kullanan aile holdinginin üyeleri olmasın. Bu klişe bana, senaryo yazarlarının bizlerin değil, kendi yakın çevrelerinin hayatını anlattığı duygusunu uyandırıyor. Sanki herkesin hayatını paparazziler izliyor zannediyorlar. 3- Gayrimeşru hamilelikler, meşru hamileliklerin önüne geçmesin. Hamile kalan, bunu babasından saklamasın. Anne adayı tam kürtaj olacakken, durumu yeni öğrenen baba adayının tam zamanında yetişmesi sahnesi olmasın. 4- Dizi kahramanı, sevmediği kişiyle evlenirken, nikah memurunun 'Evlenmeyi kabul ediyor musunuz?' sorusunu cevaplamakta tereddüt etmesin, sevdiği kişi nikaha tam zamanında yetişmesin. 5- Hastanede ya da cezaevinde geçen sahneler bu kadar sık olmasın. Dizi kahramanlarından biri amansız hastalığa yakalanmasın ya da sinirinden arabayı hızla sürerken kaza yapmasın."