Öyle Bir Geçer Zaman ki, 1960'lı yılların sonlarını anlatıyor. Ali Kaptan ortak hisseli evini ipotek ediyor. Bankadan ferdi kredi alıyor ve başkasının kiraladığı tekneyi satın aldığına inandırılıp, dolandırılıyor. İşte hukukun 'guguk' olduğu silsile de böyle başlıyor... Birincisi; o yıllarda bankalar ferdi kredi vermiyordu. İkincisi, Cemile'nin feveran etmesine gerek yok, çünkü içinde ailenin oturduğu yarı hisseli evinden onu kimse çıkartamaz. Üçüncüsü, bir teknenin el değiştirmesi için öncelikle bağlı bulunduğu Liman Başkanlığı'ndan bağlama kütüğünün, yani ruhsatının çıkartılması gerekir. Bu durumda Ekber'in bir başkasından kiraladığı tekneyi, ortağıyla birlikte satın alıyormuş gibi göstermesine olanak yok. Zira buna öncelikle ilgili banka inanmaz. Ayrıca deniz ticaret hukukunu en iyi bilmesi gereken Ali Kaptan'ın bütün bu prosedürü nasıl olup da atladığı ayrı bir muamma...