Birol Güven'in nasıl olup da 'duble' Çocuklar Duymasın önerisini kabul ettiğine şaşırdım doğrusu. Zira, bir dönem, dizinin eski bölümlerinin sürekli tekrarlanmasından en fazla rahatsızlık duyan kişiydi. Şimdi dizinin yayın günü ikiye çıkınca, mecburen tekrarları da ikiye katlanacak. Ama belli ki Birol Güven'in söyleyecek sözü çok. Haftada iki değil beş gün bile olsa, bu dizinin mesajı bitmez. Herkes 'doz aşımından' kaygılı. Bence aile yaşamı, vefa, dostluk, ebveyn-çocuk ilişkileri, sağlık, sosyal paylaşım konularında bizim toplumumuzun haftada iki şifalı iğneye en çok bugünlerde ihtiyacı var. Bu hafta obezite önlemleri gibi çok önemli bir toplumsal sağlık konusu işlendi. Malum, Seyyar Tayyar yüzünden Çocuklar Duymasın'ı obeziteyi teşvik etmekle suçlamıştık ya, meğer Birol Güven 'panzehiri' çoktan hazırlamış bile. Bu hafta sağlıksız beslenme konusunda bir idol olan, kalorinin Muhteşem Süleyman'ı Taş Fırın Haluk üzerinden çok anlamlı mesajlar ve öğütler verildi. Bu arada diziyi interaktif hale getirmek için canlı yayında internet yoluyla yemek sipariş hatları kurmaya hiç gerek yok. Dizi zaten interaktif. Denizlililer tepki gösterince Denizli'ye methiyeler düzüldü. Seyyar satıcılar, "Dizide bile Seyyar Tayyar var, bırakın peşimizi" diye belediye görevlilerine isyan bayrağı açınca, diziye hemen bir belediye zabıtası ilave edildi. Bundan daha 'interaktif' dizi mi olur?