Onlar dünyanın en sempatik suçluları... Hapishaneden kaçsınlar mı kaçmasınlar mı bir türlü karar veremediğimiz en sevimli haydutlar. Kimler mi? Daltonlar... Onlara salı günü saat 14.30 sularında atv ekranlarında tesadüfen rastladım. Malum, sömestir tatilindeyiz ya, televizyonlar tüm gün reytinglerini arttırmak için 15 gün boyunca çocuğa yatırım yapıyorlar. Ah, keşke her gün sömestir tatili olsa ve ben her gün çocuklara tanınan bu ayrıcalıktan yararlansam... Daltonlar'a bayılıyorum. Jo'nun sivri zekasına ve sonu gelmez talihsizliğine, Avarel'in avarelliğine... (Bakın bu sözcük 'salaklık' yerine Türkçemize girmiş bile!) Ve Rintintin'in aptallıkla saflık arasında gidip gelen o pamuk yüreğine... Bilgisayar dönemine yetişemeyen çocukluğumun en büyük eğlencesi olan resimli romanlar iyi ki varmış. İyi ki Fransız'ın biri çıkıp Red Kit ve Daltonlar'ı çizmiş. Ve iyi ki beni, çağımızın çizgi filmlerindeki patlatan, uçuran, kesip biçen sevimsiz kahramanlar değil de, haydut Daltonlar yetiştirmiş... NOT: Hazır söz sömestir tatilinden açılmışken, çocuklar bir süre gündüz ekranının karşısında olacak. Yapımcılar, yönetmenler, sunucular, kanal yöneticileri, gündüz ekranına biraz daha özen, biraz daha dikkat lütfen!